MUHAMMED
BAYRAK

Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız. |
Forum İstatistikleri |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
DOWNLOADEN
AYET
FELSEFEMiZ
Raşit Tunca Sözü
GÜZEL SÖZ
Hikmet Nedir - Nerededir?
(Kar©glanin 11 Temmuz 2016 Vaazi)
Allah, hem haram olani yaratti, hemde neden yasak etti - Günah olana müsade etdide, neden birde günah yasak diyor - Hikmet Nedir Nerededir?
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِذَا رُجَّتِ الْأَرْضُ رَجًّا وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا فَكَانَتْ هَبَاء مُّنبَثًّا وَكُنتُمْ أَزْوَاجًا ثَلَاثَةً فَأَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
Sadakallahul Aziym VÂKIA Suresi 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9. ayetler
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
İzâ ruccetil ardu reccâ, Ve bussetil cibâlu bessâ, Fe kânet hebâen munbessâ,Ve kuntum ezvâcen selâseten. Fe ashâbul meymeneti mâ ashâbul meymenet
Ve ashâbul meş'emeti mâ ashâbul meş’emet.
Meali :
O zaman arz (yeryüzü) şiddetli bir sarsıntıyla sarsılmıştır.Böylece dağılıp toz zerrecikleri haline gelmiştir. Ve dağlar ufalanarak parçalanmıştır.Ve (o zaman) siz üç sınıfa ayrılmış olursunuz.İşte ashabı meymene [meymene sahipleri, amel defteri (hayat filmleri) sağından verilen cennetlikler], (ama) ne ashabı meymene! Ve ashabı meşeme [meşeme sahipleri, amel defteri (hayat filmleri) solundan verilen cehennemlikler], (ama) ne ashabı meşeme!
Sadakallahul Aziym VÂKIA Suresi 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9. ayetler
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الشَّيْطَانَ يَجْرِي مِنِ ابْنِ آدَمَ مَجْرَى الدَّمِ.
“Muhakkak şeytan kanın (bedende) dolaştığı gibi insanın damarlarında dolaşır.”
(Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ شَرِبَ مُسْكِرًا مَا كَانَ لَمْ يَقْبَلِ اللهُ لَهُ صَلَاةً أَرْبَعِينَ يَوْمًا.
“Allâhü Teâlâ, sarhoş eden herhangi bir şeyi içen kimsenin kırk gün namazını kabul etmez.”
( Hadis-i Şerif , Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“Şarap (ve içki) bütün kötülüklerin anasıdır. Ve en büyük günâhlardandır.”
( Hadis-i Şerif )
“İçkiden sakınınız. Zira o bütün kötülüklerin anahtarıdır.”
( Hadis-i Şerif )
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَإِثْمُهُمَآ أَكْبَرُ مِن نَّفْعِهِمَا وَيَسْأَلُونَكَ مَاذَا يُنفِقُونَ قُلِ الْعَفْوَ كَذَلِكَ يُبيِّنُ اللّهُ لَكُمُ الآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ
Yes’elûneke anil hamri vel meysir(meysiri), kul fîhimâ ismun kebîrun ve menâfiu lin nâsi, ve ismuhumâ ekberu min nef’ihimâ ve yes’elûneke mâzâ yunfikûn(yunfikûne) kulil afve, kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyâti leallekum tetefekkerûn.
Meali:
Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: “Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı zahirî) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür.” Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan arta kalanı.” Allah, size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.
Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 219 ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ إِنَّمَا يُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ اللّهِ وَعَنِ الصَّلاَةِ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû innemâl hamru vel meysiru vel ensâbu vel ezlâmu ricsun min ameliş şeytâni fectenibûhu leallekum tuflihûn.İnnemâ yurîduş şeytânu en yûkia beynekumul adâvete vel bagdâe fîl hamri vel meysiri ve yasuddekum an zikrillâhi ve anis salâti, fe hel entum muntehûn.
Meali:
Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?
Sadakallahul Aziym MÂİDE Suresi 90 - 91. ayet
Kaldigimiz yerden yolumuza devam ediyoruz, gecen sohbette demişdik ki: artik kötüyü ve kötülügü, belayi ve karanligi zulumetide kucklama zamani demişdik ki, hani bazen insan yorgun düşerde, akşami özler, akşam olsada bir yorganima sarilsamda yatsam der ya, işde belada karanlikda öyledir, gün dönüpde ve geceye dogru yönünü tutunca, ve dünya güneşe sirtini dönüpde uzaga dogru yolunu tutunca, artik onun cekdigi zincir ve urgan artik karanliga dogrudu.r kuyuya kovaya sallayan zincir ile, boş kovayi sallarken kolayca sallarsin amma, suya daldiripda doldurdugun kovayi cekmek artik güc kudret ister. işde size zikir evradimizi verdik amma, ve binen gemiye bindi, ve aldi zikri kabul etdi, amma işde trenin ön lokomotfi eger güclüyse, elli tane arkasindaki vagonu cekebilir, amm işde bayira gelince "kazma sapi kürek sapi - kazma sapi kürek sapi der zorlanir" bayiri cikinca ise "hak ettik bok etik - hak ettik bok ettik" diye hizlanirde gidermiş, işde aynen öyle biz bu trenin lokomotifi gibiyiz ve biz cektikce siz cekceksiniz ardimdan geleceksiniz, bayir aşagi inerken ise, arka lokomotifiler HIZLANIP ön lokomotifide iterler, sanirlar kendileri cekiyor bu treni, halbuki treni lokomotif ceker, bu sefer onlarda arkdan itince, kolay yolda, motor hizindan daha fazla hizlanir cünkü itme kuvvertide birleşince doppel HIZ amma, bayir yukari gelince, hem kendini eckecek hemde birde ardina takilan binlerscesini, yani ey sofilerim bazen olur zikir durur gibi olur, üzülmeyin, yani bayira gelince bazen tren durcak gibi olur, amma rabbim güc taket verirse tirmaniriz inşallah bu yokuşuda, üzülmeyin. bu zikir ahlak halini alincaya kadar devam, birakmak yok, bir gün olmazsa yarin olur elbet, sabir rayina oturcak amma zaman gerek. insan bir inşaata başlar tuglacidan tugla gelcek, kum ocagindan kum, cimento fabrikasindan cimento, ve bunlarin olmasi yetmez, harc makinesi, su ve insan gücü ve akli, ve en sonunda evin planini cizen bir mühendisin yolunu takip ede ede, bir bir bina inşaa edilmeye başlanir. ve o plani okuyabilen bir ustaya ve ona yardimci ameleyede ihtiyaca var. yani öyle cart diye ev yapilmadigi gibi, bu yolu rabbim bize cizdirdi amma, tam rayina oturmasi için, mahmut tuncerin dedigi gibi: "bakkal amaca bakkal amca, unun varmi" hikayesi, ve sizlerin hepinize ihtiyacim var bu yolda. helvacisindan, cimentocusuna, demircisinden, aşcisina dişcisine kadar, yani woltran öyle kolay kurulmuyor. nuh a gemi yap diyen rabbim, neden ona gökten bir gemi indirmedide, nuhun gemi yapmasini istedi, ve senelerce süren geminin inşaatini bekledi tufan için. tufan öyle bilmem falanci gezegenin carpmasi falan filen diyenler var, böyle bir düşünce ahmaklikdir, cünkü tufani rabbim önceden haber verdimi? verdi. sonra gemiye başlandimi, taaki gemi yapildi, sonra ise birde gemiyi doldur denildi, ve hepsinden alip gemi dolunca, rabbim start verdi tufan haydi cik ve bunlari helak et dedi, yoksa öyle bir uzay haraketi falan degil, planli projili bir mühendisin elinden cikma bir inşaat gibi, o tufanda, nuh un ve rabbimizin elinden cikmiş bir projenin hayata gecrilimesidir o. yani Allah gök e emredince nuh a yardım et diye ,evet gezegenler yildizlarda elbet itaatker bir asker olarak nuh a itaat edip işde tuifani yaptilar, ve gök sanki yarildi, ve yerde delindi ve su kaynadi ve o olay burda degil dedikya neptunda oldu, ve neptun artik bir daha eski haline gelmedi, işde o gemi ile nuh ve ümmeti neptünden alinip dünyaya indirildiler, amma bizden sonra yer yok, yani son durak dünya, ve burdan sonra gidecek başka bir gezegen ve yildiz yok, o yüzden bu lokomtifin son wagonu, ister kabul edin, isterse etmeyin, artik kacacak göcecek yer yok, önümüz güneş, ardimiz karanlik dip kuyular ve işde dünya 21 hazirani gecince, yönünü karanliga dogru tutup, güneşe sirtini döner, ve uzak köşeye dogru gider, ve tam menizlden cikacakken, eger geri döndürlürse, bu sefer işde winter yani kiş menziline yol alir, yani kiş menzili artik dünyanin yönünü tker güneşe dönüpde, güneşe dogru hareketi demekdir . ve Nuhun gemisinde nasil aşcisi kuşcusu berberi lazimsa, benim gemime binenlerdende, aşcisindan kuşcusuna, berberinden doktoruna herkes lazim, yoksa bu grup büyük inşallah ve ve yol uzun.
ve işde Allah, başta yazdigmiz ayette buyuruyorki "ickidede faydalar var, amma zarari ,faydasindan cok" diyor ki yani onun faydasindanda faydalanmak lazimdir, icki tamamen memnu, yasak, haram olmaz. yine bunu kim kullanmiş, yine o kafir dedikleriniz ilaclarda ve yaralari temizlemede mesala alkol kulllanirlar, yani öyle olunca, Rabbin sözü hak, yani ickinin veya alkolunde faydasi var ve biz ona bundaki yaratma hikmeti diyoruz işde, sen onun faydali tarfinida keşfedip ondanda faydlanabilirsin yoksa gerici bir müslüma, icki yasak, azi cogu yasak der ve TIBBIN en önemli malzemesi olan alkolun faydali tarafinida kullanmak aklina bile gelmez, cünkü mümin için kirmizi dur demekdir, o illa dur demek olur, yani öyle olunca ondan iyi birşey cakabilcegini hesap etmez, ve işde kafir gibi böyle bir cesaretede ihtiyac varki, işde onun cesaretide, yasaklara karşi, haramlara karşi, yani yasaklara dogru zulumete dogru, gidip güneşe sirtini dönüp karnlikdanda faydalanabilmek gayesi güden bir akil, yani müminin akli karanlikdan faydalanmayi hesap etmez, cünkü onlara zulum ve zulumet yasak yani. o yüzden rabbim müminlereine buyuruyorki bir garip hal gördün veya olay ile karşilaşdin yani hirisizilk eden bir mümin gördün ve şaşdin, şaşma Allah onun icine ne hikmet gizledi, rabbim daha iyi bilir, bu yüzden buyuruyorki rabbim:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىَ جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard(ardı), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ azâben nâr.
Meali :
Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler.ve acayipliklere karşi “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler.
(ÂLİ İMRÂN Suresi 191. ayet)
ve dedikki melkler itaat etmek kabiliyetinde yaratildilar amma, ve secde etiler. oysaki şeytan isyan üzre halkolmuş ve secde etmemiş, o yüzden dedikki, her element kolayca bükülürken demir elementi egilmeyen, kolayca egilmeyen bükülmeyen, onun o isyani olmasa idi, ve hatta bunda karrali olmasa, az sonra egilse idi, yine demir demir olmazdi, onun tabiati, yani fitrati egilmemek üzre halkolmuş, sen bunu bilmezde "Allahda madem şeytani niye yaratdi" diye günaha girme, ona da Allah hikmet gizlemiş, sen bilmiyorsun diye, sanma ondaki hikmeti herkes bilmiyor, ve sana düşen hikmetini bilmedigin meselede işi Allah birakmak ve demekki
رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ azâben nâr
MEALI :
Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler.
(ÂLİ İMRÂN Suresi 191. ayetten pasaj)
işde biz bu ayetide zikrimize duamiza kattikki, okudukca okudukca, inşallah rabbim hikmet pinarlarini gönlünüze aktirirda, artik o acayip sandiginiz bazi şeyleri de anlamanizi saglar. ve dedikki kuyuya zincir ile kovayi saldin ise, ve suya degdi ve daldi doldu ise, onu birde geri cekmek lazim, ve zenciri ve kovayi daldirmak için, serendeki zinciri aşagi aşagi cekerken, bu sefer dolunca yüklü kovayi ve zenciri bu sefer tam ZIT istikmate cekmek gerekir ki, dolu kovaya sahip olabilesin degilmi, öyleyse sevap işleye işleye aydinliga vardinsa, bazen uyuşukluk, bazen hata, bazen günah ile, bu sefeer ZIT istikmete gitmiş olursun, ve bunu dünya denen ve cemadat cinsinden olan, dünya denen varlik, her 24 saatte bir yapiyor, yani bir gece bir gündüz oluyor, yin eher senede bir, bir yaz bir kış oluyor, hic dünya hep güneşin dibinde durursa sonbahar gelirmiki, yine hep sevap işlersek insanligin, insan olmanin hikmetini nasil anlayacagiz degilmi, cünkü insan günah işlemezse meleklige yükselir, amma insan melek degildir, bazen günah işler ve hata yapar, ve o yüzden rabbim bizzat kuranda diyorki ey insan deki :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِن نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا
rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ.
MEALi :
“Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak hata yaparsak bizi sorumlu tutma!
(BAKARA-286. ayetten pasaj)
işde bu ayetide zikrimize kattikki, bu ayetin ve hikmetin SIRRI aciga ciksin.
Madem hic günah işlenmiyecek ve Allahin muradi bizim hic hata yapmamiz olsa idi, niye kuranda bize bu ayeti yazsin bildirsin degilmi. öyleyse hikmetini bilmediginiz meselelere burnunuzu sokmayin ey mehdi askeleri. nitekim HIZIR musanin şeriatine uymayan işler tutunca razi gelmedi, ve itiraz etdi ve hikmet ilminden mahrum kaldi, oysaki HIZIRIN yaptiklarinda gizli SIRLAR vardi, onlarda bazi hikmetler vardi, ve peygamber olsan hemde kelamullah lakabli peygamber olsan, hikmetini bilmedigin işler olabilir, sen bilmiyorsun diye, o yanliş degildir, sadece belkide sen bilmiyorsun, belki herkes ondaki hikmeti biliyor olabilir degilmi ve o yüzden
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تَكْرَهُواْ شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تُحِبُّواْ شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَّكُمْ وَاللّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ
Kutibe aleykumul kitâlu ve huve kurhun lekum, ve asâ en tekrahû şey’en ve huve hayrun lekum, ve asâ en tuhıbbû şey’en ve huve şerrun lekum vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn.
MEALi :
Öldürmek sizin için kerih gösterildi oysaki , Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Hikmetini Allah bilir, siz bilmezsiniz.
(BAKARA-216. ayet)
Hikmet için değişik tarifler getirilmiş, farklı mânâlar verilmiş. Bunlardan birkaçı şöyle:
HiKMET Nedir :
“İşleri en doğru ve en uygun biçimde yapmak.”
“Eşyanın hakikatinden bahseden ilim.”
“Eşyada gizli ilâhî sırlar ve gayeler.”
“Amelle beraber ilim.”
“Faydalı ilim ve salih amel.”
“İnsandaki akıl kuvvesinin istikamet üzere ve aşırılıklardan uzak olma mertebesi.”
ve insanoglu melegi ve faydali şeyleri kolayca kabul eder, amma şeytani ve zararli şeyleri kabul edip okuyamaz, ve onlarin hikmetini avamdan biri anlamaz, ve onlari sadece kötü sifati ile atfeder, oysaki Allah yilanin zehirinde şifa yaratandir, ve yilani kötü diye atfedince ona sokulamayan insan, onda şifa sakli oldugunuda bilemez bulamaz, oysaki öyle bir cesaretli insan lazimki, kötülügü ve kötüyüde araştirsin ve hikmet ehli olan süleyman ve davuda, şeytnlari asker vermiş , cenabi hak, bunu avam anlayabilirmi, şeytaninda caliştirilabilceginizi anlayabilirmi, şeytan sadece kötüdür ve düşmandir diye algilayan birisi süleymaanin hikmetini cözemez, ve o zman zincirde süleyman ve davud olmayinca, hakka vasil olmadaki seyri sülükdeki iki halka eksik olunca, ordan öteye gecemezki insan, ve davud ve süleyaman, şeytan ve cinlerden fayda gördüyse sen ben niye fayda görmiyelim, ey ahmak insan.
Hz. PeygamberBuyuruyorki:
“ilim ve Hikmet, mü’minin kaybolmuş malıdır; onu nerede bulursa alsın”
(İbn Mâce, Zühd 15; Tirmizî, İlim 19)
"Hikmetin konuşulup yayıldığı meclis, ne güzel meclistir."
(Dârimî, Mukaddime 28 )
"Bir ilim meclisine oturup hikmetli söz dinledikten sonra, bu meclisten bahsederken işittiği şeylerin sadece kötü kısımlarını anlatan bir kimsenin misali, bir sürü sahibi çobana gelip: 'Ey çoban, süründen bana bir koyun kes!' deyince, çobandan: 'Git, en iyisinin kulağından tut al!' iznine rağmen, gidip sürünün köpeğinin kulağından tutan adamın misalidir."
(İbn Mâce, Zühd 15; Ahmed bin Hanbel, 2/252)
"Hikmetin başı Allah korkusudur."
(Tirmizî; Feyzu'l-Kadir, 3/ 574; Beyhakî; Deylemî; Keşfu’l Hafâ, 1/421; İbn Merduyeh; İbn Kesir, 1/242)
"Yalnız iki kişiye hased (gıpta) edilebilir: Bir adam ki Allah kendisine hikmet vermiştir, o adam bu hikmet gereğince hareket ediyor ve bunu başkalarına da öğretiyor ve bir adam ki Allah kendisine mal vermiştir, o da malı Hak yolunda infâka/harcamaya koyulmuştur."
(Müslim, Salâtu'l-Müsâfirîn 47, hadis no: 267, -815-; Buhârî, İlim 15, Ahkâm 3, Zekât 5, İ'tisâm 13, Tevhid 45, Temennî 5; İbn Mâce, Zühd 23)
Rabbim ahirzman ümmeti, mehdi cemaatine, Hikmetle bakmak, hikmetle konuşmak, hikmetle susmek , hikmetle düşünmek nasip etsin. ve hikmetini bilemediklerine karşida isyan etmek degil "rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılân, subhâneke fekınâ azâben nâr" demeyi nasip etsin.
---oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 11 Temmuz 2016 Pazartesi
Original Kar © glan
"ismi Vali" Veli Nedir Evliya Nedir? ve Aciyi Belayi Kucaklamak
(Kar©glanin 26 Haziran 2016 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
أَنتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنتَ خَيْرُ الْغَافِرِينَ
Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 155. ayetten pasaj
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
ente veliyyunâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hayrul gâfirîn.
Meali :
Sen, bizim dostumuzsun. Artık bizi mağfiret et ve bize acı. Sen, mağfiret edenlerin en hayırlısısın.
Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 155. ayetten pasaj
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلَائِكَةُ أَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّتِي كُنتُمْ تُوعَدُونَ نَحْنُ أَوْلِيَاؤُكُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآخِرَةِ وَلَكُمْ فِيهَا مَا تَشْتَهِي أَنفُسُكُمْ وَلَكُمْ فِيهَا مَا تَدَّعُونَ نُزُلًا مِّنْ غَفُورٍ رَّحِيمٍ وَمَنْ أَحْسَنُ قَوْلًا مِّمَّن دَعَا إِلَى اللَّهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ إِنَّنِي مِنَ الْمُسْلِمِينَ
İnnellezîne kâlû rabbunâllâhu summestekâmû tetenezzelu aleyhimul melâiketu ellâ tehâfû ve lâ tahzenû ve ebşirû bil cennetilletî kuntum tûadûn. Nahnu evliyâukum fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhirati, ve lekum fîhâ mâ teştehî enfusukum ve lekum fîhâ mâ teddeû. Nuzulen min gafûrin rahîm. Ve men ahsenu kavlen mimmen deâ ilâllâhi ve amile sâlihan ve kâle innenî minel muslimîn.
Meali :
Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra namazi dosdoğru kilanar ve indirilenlere iman edenler var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Sizin için Korku, vehüzünlenme yok artik, bilakis, sizi cagiran bir cennetle müjdeliyoruz sizi , Biz dünya hayatında da âhirette de sizin dostlarınızız. ve burda bu cennette sizin için satin alinmiş nefisler var , ve onlar onun icnde sizi cagirir dururlar. artik sizin o yeni korumaciniz olan rahime, yani anneye ininiz. Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kim vardir."
(Sadakallahul Aziym FUSSİLET Suresi 30. 31. 32. 33. ayet )
İbnu Ömer (radıyallâhu anh)'in bir rivâyetine göre
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza başlayınca önce veccehtü vechiye diye başlayan duayı, arkadan Sübhâneke duasını, bundan sonra da İnne salâtî ve nüsükî diye başlayan duayı okur, ondan sonra kıraate geçerdi.
veccehtü Duasi budur:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنِّي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفًا وَمَا أَنَاْ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
İnni veccehtü vechiyelillezî, feterassemâvâti velarza hanîfevvema ene minel müşrikîn.
Meali :
Muhakkak ki ben, hanif olarak yüzümü, yeri ve semaları yaratan Allah’ın Zat’ına döndürdüm. Ve ben, müşriklerden değilim.
(Sadakallahul Aziym EN'AM Suresi 79. ayet)
İnne salâtî ve nüsükî Duasida budur :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنَّ صَلاَتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
inne salâtî ve nusukî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemîn.
Meali :
“Muhakkak ki; benim namazım, kurbanım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.”
(Sadakallahul Aziym EN'ÂM Suresi 162. ayet)
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
mhdmhdmhdmhdmhdm
( Hadis-i Şerif , mhdmhdm)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
Rabbim buyuruyorki
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
E lâ inne evlîyâallâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn.
Meali :
Muhakkak ki Allah’ın evliyasına (dostlarına), korku yoktur. Onlar, mahzun da olmazlar.
(Sadakallahul Aziym YUNUS Suresi 62. ayet)
yine
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
اللّهُ وَلِيُّ الَّذِينَ آمَنُواْ يُخْرِجُهُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّوُرِ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ أَوْلِيَآؤُهُمُ الطَّاغُوتُ يُخْرِجُونَهُم مِّنَ النُّورِ إِلَى الظُّلُمَاتِ أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilân nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumâti, ulâike ashâbun nâr, hum fîhâ hâlidûn.
Meali :
Allah, iman edenlerin velisidir dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velileri ise tâğûttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar.
(Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 257. ayet)
ve bu seneki gündönümünün birisini daha geride biraktik "21 haziran" gündönmü, yani artik günler uzaya uzaya en uzun vaktine erdi, ve artik gün döndü, ve arpa bicilme, bugday bicilme vaktine giriyoruz. ve 21 hazirandan sonra günler, artik 1 dakika ,iki dakika geri cekilcek, ve günler kisalip, gece uzunlaşacak, taaa ne zamana kadar, "21 Aralik" a kadar. ve 21 aralik en uzun karanlik ve gecenin oldugu gün demekdir, ve ikinci gün dönümü demekdir. ve bu yukarda yazdimgiz ayette ne buyruluyor, "iyilerin velisi dostu Allahdir, ve o onlari yavaş yavaş aydinlik ve yaza, uzun güne ulaştirirmiş", "kötülerin velisi ve dostuda, tagutmuş, ve o da kötü olanlari, geceye ve karanliga ulaştirimiş, yani 21 araliga götüren tagutmuş, 21 hazirana götürende Allah imiş.
ve artik Allah kötülere yavaş yavaş firsat taniyacak, nitekim onlarin babasi ve başi olan Azazil, meleklikden Tagutluga terfi edince, müsade isetemedimi? istedi. Allah müsade verdimi? evet verdi, "sen kiyametin sabahina kadar müsadeli olanlardansin." dedi. ve öyle olunca o teb asini toplayip dünyamiza karanlik ve sonbahar ve kişi getirmek ile görevlidir ve müsadelidir. Allah da dostlarini evliyasini toplayip, onlar ile, yazi ve ilkbahari getirir. işde ihtilafda bereket vardir budur.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنَّ أَوْلَى النَّاسِ بِإِبْرَاهِيمَ لَلَّذِينَ اتَّبَعُوهُ وَهَذَا النَّبِيُّ وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَاللّهُ وَلِيُّ الْمُؤْمِنِينَ
İnne evlen nâsi bi ibrâhîme lellezînettebeûhu ve hâzan nebiyyu vellezîne âmenû vallâhu veliyyul mu’minîn.
Melai :
Şüphesiz, insanların İbrahim’e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü’minlerdir. Allah da mü’minlerin velisidir, dostudur.
(Sadakallahul Aziym ALİ İMRAN Suresi 68. ayet)
ve hz ibrahime en yakini demek ibrahim ve HAC ve mekke ve cöl yani sicak ve "21 haziran" yani en uzun gündüz ve aydinlik, yani 21 hazirana en yakin olanlar aydinliga en yakin olanlar,ve onlar onun yolundan gidenler müslümanlar ve o ne der derki :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنِّي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفًا وَمَا أَنَاْ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
İnni veccehtü vechiyelillezî, feterassemâvâti velarza hanîfevvema ene minel müşrikîn.
Meali :
Muhakkak ki ben, hanif olarak yüzümü, yeri ve semaları yaratan Allah’ın Zat’ına döndürdüm. Ve ben, müşriklerden değilim.
(Sadakallahul Aziym EN'AM Suresi 79. ayet)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
ذْ هَمَّت طَّآئِفَتَانِ مِنكُمْ أَن تَفْشَلاَ وَاللّهُ وَلِيُّهُمَا وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
İz hemmet tâifetâni minkum en tefşelâ vallâhu veliyyuhumâ ve alâllâhi fel yetevekkelil mu’minûn.
Meali :
Hani sizden iki takım (paniğe kapılarak) çözülmeye yüz tutmuştu. Hâlbuki Allah onların [Allah, o ikisinin de (iki grubun da)] yardımcısı idi. Mü’minler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler.
ALİ İMRAN Suresi 122. ayet
Aydinligin ve nurun ve ziyanin Rabi Allah oldugu gibi, şeytanı ve karanlığıda hizbinide yaratan, Allahdir, dogunun Rabbi Allah oldugu gibi, batininda Rabbi Allahdir, öyleyse "Allah, o ikisinin de (iki grubun da)dostudur ve artık mü'minler Allah'a tevekkül etsinler.
"Ne ilkbhardan ve yazdan geçilir vazegeçilir, nede Sonbahar ve Kışdan vazgeçilebilir. Allah ona yönelenlerin vekilidir, geceninde gündüzünde, yazında Kışında."
"Karoglan sözü 26.06.2016"
Allahu Teala nasil Azraili test edip, sonra Azraillige yeterli oldgunu görünce O nu ölüm melegi yaptiysa , Azazili de test etdi, ve yeterli oldugunu görünce, onuda şeytanliga ve tagutluga terfi ettirdi, ve kendine hasim aldi, bunu anlamamak için ahmak olmak lazim, yani güreşe rakip secmek gibi, ve şeytan, Allah a hasim oldu ki dedi: "senin kullarini azdiracan" dedi öyle olunca gece ile gündüzün savaşı gibi, hadi gt ne yapacaksan yap, benim halis kullarim, salih kullarim sana uymaz demedimi, yani git kendine asker topla, mallarina evlatlarina ortak ol, hadi git demedimi, yani müsadeli, yani şeytani, kış sonbahar ve zulumet ve karanligin vekili tayini etdi , kim gecesi için gündüzünden, her kim de gündüzü için gecesinden gecebilirki, degilmi. ancak mehdi aleyhisselam ümmetin gündüzü için, gecelerinide gündüzlerinide sarfetmekdedir.
وَاللّهُ أَعْلَمُ بِأَعْدَائِكُمْ وَكَفَى بِاللّهِ وَلِيًّا وَكَفَى بِاللّهِ نَصِيرًا
Vallâhu a’lemu bi a’dâikum. Ve kefâ billâhi veliyyen, ve kefâ billâhi nasîrâ
Meali :
Ve sizin düşmanlarınızı en iyi Allah bilir. Ve dost olarak Allah kâfidir. Ve yardımcı olarak Allah kâfidir.
NİSA-45. ayet
"Müminlerin göğüsleri, kalpleri hayırlı güzel işler sebebiyle kaynar, coşar. Fâcir kimselerin göğüsleri de kötü işler yüzünden coşar. Allahü teâlâ sizin kalbinizden geçenlere, niyetlerinize bakar. Niyetlerinize dikkat ediniz ki, Allahü teâlâ size merhamet etsin."
ve bizim ve yolumuzdan gidenlerin zikri olan "Raşidi Zikri" ni cekenlerden mevsim tesbihi sahip olanlar, yani onlar ilham yolu ile belirlenir, ve onlardan acemi olanlarin aramiza katilmasi sebebiyle zikirde devam gösteremedikleri için, bizleride tökezletiyorlardi, o yüzden zikrimize iki ayet daha dahil ettik bunlara karşı 10_1 ve 10_2bablarini ve yine yalancilarin şerrine denk gelenler için sonuna dogru "80._a ve 80._b ,80._c" bablarinida ekledik. ve ayrica 40_2, 54._3 ,54._4,54._5,54._6,62._2 bablari ve aciklamalar eklendi.
ve ayrica
[attachment=38460]
!!!DiKKAT!!!
#####################
Mevsim Tesbihi çekme makamına çıkarılmış sofilere o makam manen ilham yoluyla bildirilir ve günlük zikrini baştan 17 ve 18 e kadar yani Es elüke Duasına kadar 17.18 dahil okuduktan hemen sonra
Yağmur veya kar yağması için:
Ağzının genişliği, Dibinin Derinliğinden, Geniş Olan Bir Tasdan, Yazları , ilkbaharları ve sonbaharları saf berrak soğuk 3 yudum su içer, Sonbahar ve Kışları süt içer, Herzaman hergün değil, sadece ona içmesi için ilham geldiği günler içer, Tasın ağzında herzaman 1Parmak boşluk bırakılır. Su içerken 4/4 saf sade menba suyu kat, Süt içerken 3/4 Süt 1/4 Soğuk Saf Su ve yeterince Şeker, ve 1 mini damla mis Kat öyle iç.
Güneş doğması için: ilham geldiği günler zikrin tamami okunup bitirilesiye ve zikir bittikden 45 dakika sonrasına kadar mecbur olmadıkca su, süt, cay,… benzeri içecek içilmez, ve zikrin harareti ile icimizdeki kainatin ısınması ve güneşimizin doğması sağlanır.
Tas: küçük komposto, sütlaç tası veya ayetel kürsi yazılı zemzem tası.
Su veya Süt : Vücut sıcaklığından soğuk olacak.
#########################
110. Yazları 666 defa „Allah“ zikiri, Kışları 66 defa „Allah” zikri
çekilir.
Dikkat: „21 Haziran“ a kadar “666”cekilir, gün döndükten sonra yani „21 Haziran“ dan sonra.“ 21 Aralik“ a kadar sadece “66”cekilir.“ 21 Aralik“dan sonra ise Tekrar „666“ çekilmeye başlanır, taaki “21 Haziran” a kadar.
#########################
"Müminlerin göğüsleri, kalpleri hayırlı güzel işler sebebiyle kaynar, coşar. Fâcir kimselerin göğüsleri de kötü işler yüzünden coşar. Allahü teâlâ sizin kalbinizden geçenlere, niyetlerinize bakar. Niyetlerinize dikkat ediniz ki, Allahü teâlâ size merhamet etsin."
RAŞiD'iN ZiKiR EVRADI V-PRO8.6 CIKDI
okumak isteyipde elinde olmayanlar
Burdan indirebilir
[attachment=38458]
YENiSi RAŞiD'iN ZiKiR EVRADI V-PRO8.9 CIKDI
okumak isteyipde elinde olmayanlar
Burdan indirebilir
[attachment=38459]
----oOo-----
Aciyi Belayi Kucaklamak meselesine gelince
ve 21 Hazirani geride biraktik, ve artik yavaş yavaş günlerin kisalmasi, ve erken karanlik olmasi, ve mevsimin sonbahara, ordan kişa yol almasi için, sonbahar cocuklarini ve kiş cocuklarinida kucaklamamiz lazim, o yüzden işde karanligi sonbahari kışı ve geceyi sevmek, ve belayı kucaklamak bahsi olan başımızdan geçen inşirah suresi mucizesi ile bu vaazimizi hitama erdirecegiz inşallah:
Taş ocaginda calişiyorum, ve tarikati nakşibediyedeyim, ve yaklaşik hergün hatmeyi hacegan yapiyoruz, ve hatmede ki zikirlerden birisi "elemneşrah" okunur, yani inşirah suresi, ve o siralar inşirah suresine yogunlaşdim, ve bir gün taş ocaginda calişirken, taşlari kesmek için kompresor tabancasi ile deliyoruz, tabancam bozuldu, tamirciler ile iyi degilim, bana pek iyi davranmiyorlar,o siralar beni usta işci yerine koymuyorlar, ve ne kadar istedimse, hic yeni sifir yeni tabanca(kompresor tabncasi) vermediler, ta ki o güne kadar. ve o gün işde tabancam bozuldu, dedim bu gün bittik yine, bana taka tuka bir tabanca vercekler şimdi yine ugraşip durcaz dedim, ve mevlananin o sözü aklima geldi, ölüme dügüne gider gibi gitmesi, ve hemen" elem neşrah" suresi aklima geldi, dedim "Rabbim tamirhaneye gidiyon amma, sanki mevlananin ölüme gitmesi gibi, ibrahiminin ateşe gitmesi gibi gidioyorum, başa gelen cekilir." dedim ve "elemneşrah" okudum, ve dedim "her zorulugun ardina bir kolaylik vardir, ve evet muhakkak her zorulugun ardina bir kolaylik vardir" ve bunu tekrar ede ede tamirhanenin yolunu tuttum ve bu ayetin mucizesini gördüm. yani ayeti arapca okudum ve manasini da icimden düşündüm.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا
Fe inne meal usri yusrân, İnne meal usri yusrâ.
ve tamirhaneye vardim Hans diye bir tamirci var, bana cikardi sıfır yeni bir tabanca verdi, sevincimden ayaklarim kıçıma deye deye sevine sevine yukari işyerime geldim, ve ilk defa sıfır yeni bir tabanca kullanmanin zevkini yaşadım, günlerce. ve bu mucizeye şükrettim, ve inşirah suresindeki bu ayetin böyle bir tılsımı olduğunu keşfettim, sen acıyı kucaklarsan acı sana, ibrahimin ateşinin güllük gülistana döndüğü gibi, hayra dönüyor velhasıl kelam. 21 hazirani gectiyseniz ve mevsim sonbahara doğru döndüyse bilinki acıyı ve belayı, karanligi kucaklama zamanina geldik demekdir.
Rabbim, cemaatimin, sevenlerimin sevdiklerimin başindaki belalari ve şerleri, inşirah suresindeki o iki ayetin sırrı ile, şerden hayra tebdil eylesin.
---oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 26 Haziran 2016 Pazar
Original Kar © glan
iyilik ve Kötülük Kutupludur, Senin küçük sandığın birşey, bir başkası için, büyük bir şey olabilir
(Kar©glanin 11 Haziran 2016 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ مَا أَمْرُنَا إِلَّا وَاحِدَةٌ كَلَمْحٍ بِالْبَصَرِ
Sadakallahul Aziym KAMER Suresi 49 - 50. ayet
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
İnnâ kulle şey’in halaknâhu bi kader, Ve mâ emrunâ illâ vâhıdetun ke lemhın bil basar
Meali :
Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık. Emrimiz ancak bir tek emirdir. Göz kırpması gibidir. (Anında gerçekleşir.)
Sadakallahul Aziym KAMER Suresi 49 - 50. ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَإِنَّ يَوْمًا عِندَ رَبِّكَ كَأَلْفِ سَنَةٍ مِّمَّا تَعُدُّونَ
ve inne yevmen inde rabbike ke elfi senetin mimmâ teuddûn.
“Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.”
(Sadakallahul Aziym HACC Suresi 47. ayet )
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ
Esteuzubillah
Leyletul kadri hayrun min elfi şehrin.
Meali :
Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Küçük günaha devam etmek, büyük günah olur."
(Hadis-i Şerif , İ. Asakir)
"Küçük görünen günahlar, toplanınca sahibini helak eder."
(Hadis-i Şerif , Taberani)
"islamda faiz yokdur amma, islamın faizli gibi ödenmedikce artan borcu, namaz borcudur, ödenmeye ödenmeye dağlar kadar namaz borcu olan birisi, o yükden kurtulmadıkça, güzel işlerden fayda görmez, çünkü yaptığı hayırları, namaz borcunu ödemeye yetmez."
(Karoglan Sözü 11.06.2016)
"Terazi Hududuna gelince ,bazen bir saç teli kadar bile bir ağırlık, ibrenin degişmesini sağlar, varsa ağır getirir, yoksa noksan ve hafif getirebilir."
(Karoglan Sözü 11.06.2016)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
Büyük Türk hakanı Atilla; "Atımın nalındaki bir çivi düşseydi, bu büyük ülke olmazdı!" demiş. "Ama nasıl olur?" demişler. "Bir çivi bir ülkeyi nasıl kurtarır?" Atilla cevap vermiş; "Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da koca bir ülkeyi kurtarır. Şimdi anladınız mı? Bir çivinin eksikliği, ne kadar büyük kayıplara sebep oluyormuş." demiş.
Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Beş şey gelmeden önce, şu beş şeyin kıymetini bilin:
1- İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin,
2- Hastalıktan önce sağlığın,
3- Meşguliyetten önce boş vaktin,
4- Fakirlikten önce paranın, zenginliğin,
5- Ölmeden önce hayatın, dünyada âhireti kazanmanın kıymetini bilin!)
ve burda deniyorki ölmeden önce hayatin, ve dünyada ahireti kazanmanin kiymetini bilin, yani eger ahiretini kazanamazsan, ölünce dirilerin yollayacagi bir lokmaya muhtac kalirsin, ve diriler bir fatiha okusun diye kapi kapi gezersinde, varsa bir hukukun ve ihlasin olan bir kimse, o kimse sana bir kulhu fatiha okur, o halde ey mümin ölü biri aklinami düşdü, bilki onun söylebilcek dermani yok, o kadar ciliz bir sesi varki senden fatiha istemeye gelmişki, amma sen dahi onun o ciliz sesiyle fatiha istediginden habersizsin belki, amma senin 5 dakikani bile almaycak olan o 3 kulhu bir fatiha, o gelen senden dilenen için cok büyük deger taşiyor, cünkü belki ameli tartildida terazi hudada geldi, bir iyilik dah git bul gel dediler, ve yola cikdi adam aramya, ardimdan dua eden varmi diye, niye cünkü hadis ile sabit peygamber ne diyor bakalim :
Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
اذا مات الانسان انقطع عنه عمله الا من ثلاثة: الا من صدقة جارية، او علم ينتفع به، او ولد صالح يدعو له.
“İnsan ölünce şu üç şeyden başka ameli sona erer; devam eden sadaka, yararlanılan bilgi ve kendisine duâ eden hayırlı evlât.”[52]
ve yine
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: .... وَإِنَّ اللهَ لَيُدْخِلُ عَلَى أَهْلِ الْقُبُورِ مِنْ دُعَاءِ أَهْلِ الْاَرْضِ أَمْثَالَ الْجِبَالِ فَاِنَّ هَدِيَّةَ الْاَحْيَاءِ إِلَى الْاَمْوَاتِ اَلْاِسْتِغْفَارُ لَهُمْ وَالصَّدَقَةُ عَلَيْهِمْ
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular:
“Muhakkak Allâhü Teâlâ, yeryüzündekilerin duâsından dolayı kabirdekilere dağlar kadar rahmet verir. Dirilerin ölülere hediyeleri, onlar için istiğfar ve sadakadır.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)
"Ölüler dirilerin gönderecegine muhtacdir"
ey insanoglu, namaz kildimi, sevap işledimi, kuran okudumu, ve güzel terbiyeli ve ahlakli yaşadimi, cennete gitcegine inaniyorsan, o zaman bu dünyadayken kulhu okumanin sevap olduguna ve teraziye kondumu tartildimi agirligi oldugunu biliyorsan inaniyorsan, kimin sözü ile, muhammedin sözü ile inandikmi, inandik o zaman, eger senin 10 liran var ise, bir fakir gördün, ona iki lirasini verdin, ve onu kendi rizikindan nasiplednirdin faydlandirdin oluyorda, o zaman okudugun kulhünün ve fatihanin, yasinin sevabinin ölüya ulaşmaycaginimi saniyon? halbuki
"Ölen kimse kabrinin içinde boğulmak üzere olup da imdat isteyen kimse gibidir. Babasından yahut kardeşinden veya dostundan kendisine ulaşacak duayı beklemektedir. Nihayet dua kendisine ulaştığında bu duanın sevabı ona dünya ve dünyada bulunan her şeyden daha kıymetli olur. Muhakkak ki, hayatta olanların ölüler için hediyeleri dua ve istiğfardır."
( Mişkatü’l- Mesabih, 1:723)
o zaman sen ahirete iman etmiyon ey azizim, cünkü bu dünyada kazandigin parayi başkasina sadaka olarak verebildigin gibi, yaptigin bir amelin sevabinida, istersen bir ölüya bagişlayabilirsin, ve dedikya işde, onlarin bazen hesaplari görülür ve artik sevabi yeterli olmaz, ve hadi git tanidiklarindan iste diye müsade verilince, ve onlar sana ciliz bir ses ile gelirler, ve sana o ölüyü hatirlatcacak, bir isim bir söz bir nesne ile hatilarsin, halbukimesela fincan ile elli kere kahve icersin olmaz amma, o ölü senden yardım istemeye gelince, o ölü ile ilgili bir fincan meselen vardir mesala onu hatirlar dalarsin, ve o an o andir işde, senin o ölüye hizir ahirte hiziri olma vaktindir, dilin aşinmaz 10 yasin de hediye et, 3 kulhu bir fatiha oku hediye et, vaktin varsa bir sayfa kuran oku, yok yanindda fakirler varsa paranda varsa, cikar 10 lira ver, ve sevabini o tanidigina bagişla, cünkü yarin senin ayni duruma düşmeyecegin kesin degil, ve sende ayni durumu düşünce , Allah da dünyadakilerde, sana yardım etsin, ödüncün ödensin yani. öyle ise bu ölü bir peygamber ise, bir derviş bir şeyh ise bile, başi belada olabilir, onada oku, birşey kaybetmezsin bundan, ve amma senin iki dakikan, belki onu elli, yüz sene gibi azap cekmekden kurtarcak, bunu idrak et ey mümin mehdi askeri.
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular:
"Ademoğlu ölünce amel defteri kapanır. Ancak üç kişinin amel defteri kapanmaz:
1- Geride sadaka-i cariye (devamlı kazandıran bir eser, köprü, cami gibi hayır) bırakanın,
2- Hayırlı bir evlat(ruhu için dua edip hayır hasenatyapan bir evlat) bırakanın,
3- Geride faydalanılacak bir ilim bırakan kimselerin amel defteri kapanmaz."
öyleyse hayrili evlat birakanin amel defteri kapanmiyorda, ya kötü günahkar bir evlat birakanin, ve burda katil zinakar, bir evlat birakanin hali nice? onunda günah defeteri kapanmaz, bunlar görecelidir.
ve o evladi günah işledikce, anasi babasida cehheneme biraz daha yaklaşir, ve hani diyorlarki ayet var, kimse kimsenin günahini cekmez, evet sen benim yerime yanivermeszsin, bende senin yerina bir yanivereyim demem degilmi, o bu manada yani, yoksa mesala bir firmaya ait olan bir TIRI kullanan şoför birinin arabasina malina zarar verse, o nun cezasini kim cekcek, elbet o firma üstlencek degilmi, o zaman firmada elli TIR var, elli TIRINDA cezasi olsa, bu firma ödeyecek yoksa, şoför üc kuruş maaşa calişiyor zaten, nerden o zarari karşilyacak, arabanin TIRIN sigortasini şoför yapmaz, şirket yapar öder, o zaman cezasinida şirket ceker demek olmazmi, o halde dünyada bile bunun böyle bir örnegi varken, senin birakdigin bir bidat ve kötü fiil amel oldu, gelen giden o fiili yapiyorsa, senin günah defterin kapanmaz, Allah muhafaza, yine kötü evlat birakdin, amel defterin kapanmaz, o evladin yanliş yaptikca, bir mislide sana yazilir, yine mesala adam bar işletmecisi, icki alkol kari kiz falan filan, sonra öldü, amma bar cocuklarina kaldi, cocuklari bari yine işletiyorlar, ve orasi acik ve günah işlendikce, yine o adamin günah defteri kapanmaz, işler durur, bugün birinca kat cehennemdeyse, iki ay sonra bir kat daha dibe iner, bu günahlar sebebiyie degilmi, aklen tefekkür ediniz, yani dinde mantiksizlik yokdur.
Ey mehdi askerleri, ey cemaatim, dünyada iyi işlere imza atmakda gayret ediniz. kötü işlerin imzacisi ve mümessili olmakdan sakininiz.
---------------
Kefaret orucu meselesi:
dinde kefaret orcu diye bir durum yokdur aklen düşünelim :
evde iki tane cicegimiz var birisi mini cicek ve mini bir canagi var, birde bahcede erik elma dalimiz var, yahut hurma dalimiz var, ve kücük canakli cicegimize sicak günlerde en az haftda bir su vermemiz gerekirken, amma bahcedeki hurma ise o cok derinlere kök salip derinlerden su cekebilmekde, ona deve gibi aylarca su vermesen olur, eger yetişmiş agacsa cünkü kökleri mesela arap cölünde yumuşak kumda dibe dibe salmiş ve derindeki suyu icmekde zaten. amma evdeki kücük canak üc günde kuruyor mesela, ve insanin sulanmasi ise, eşi ile birleşip cima edip birbirinin yikanmasina sebeb oldular demekdir. ve ayni canakdaki cicegin sulanamsi gibi, onlarda sulandi, ve bazi kimselerin canagi kücükdür üc günde susar, ve cima eder sular kendini bazilari uzun süre dayanabilir, işde mesala orucken, hanimi ile cima edip kendini tutmayan birine sen diyorsunki altmişbir gün kefaret tutacan, yav alim efendi, müftü efendi, zaten bu adam 30 güne sabredememiş, sen nasil ona 60 gün ceza kesiyon, aynen kücük canakdaki cicege:" sana ceza altmiş gün su yok" demek gibi, ne olur altmiş gün kücük canaga su vermezsen ölür, senin kasdin orucla sihhat vermekmi, yoksa öldürmekmi, orucu tut sihhat bul demesini biliyonda, adami öldürmeye kasdinmi var, bre ahmak alim, senden alim falan olmaaaaaz. yani yeni evli adamla kadin, bunlarin ateşi başinda gezerler, bunlar oynaşirken orucu yerler zaten, sen bunlara 60 gün ceza kes hakmidir bu, mesala sende bir fabrika bakimdan gecirilir, el sebeb dah iyi randuman almak için, yoksa fabrikaya ceza vermek için rektefe edilmez degilmi, sen oruc ile mideyi barsaklari vücudu rektefe edecegine, adami öldürcen, nerde kaldi fabrikanin sihhati degilmi, öyleyse oruc misli ile kaza edilir, ve oruc gücü yetene farzdir. adam mide hastasi yahut şeker hastasi, bu adama oruc farz olurmu, adam yemese ölcek, orucu fabrikayi (bedeni) tamir icinmi tutacak, yoksa adami öldürmek icinmi? sebebi ne? orcun manasini bilmeyen ahmak, bu Allahin emri farz, illa tutcan der, şeker hastasinida öldürür, yani hacca nasil gücü yeten gidebilirse, orucda öyledir gücü yetene farzdir. adam ishal olmuş sivi kaybi var, ramazanlik diye orucmu tutcak, buna farzmi oruc, adam oruc tutsa su kaybinda geberip gitcek, bire ahmak hoca bunun neresine faydali oruc, ona farz bile olmaz. TIPDA ve tedavide degişik yöntemler vardir, oruc da vücuda tedavi yöntemidir, mesal bazi yaralar daglanarak tedavi edilir ve daglamak saglikli diye, grip olanada daglama kullanmak lazim, girip olanin burnunumu daglayacan, daglamak girpde gecerli degil yani, bire ahmak hoca oruc sihat veren bir ibadet, amma adam hasta oruc ona zarar vercekse ondan sakit olur, bunu anlamayan ahmak ancak oruc tutuyon diye kendinin katili olmuş olur, sevap mevap olmaz, kazada makul bir sebebden ve hataen bozulan, ve tutulmayan orucun, o hatanin ve durumu ortadan kalktigi bir vakitte gününe gün ödenmesidir, yoksa yok öyle 61 falan.
Gecen TV de gördüm, ahmak bilim adamlari yine genle oynama yapmişlar, ve hurmayi muzla aşilamişlar, genini oynamişlar, ve bodur hurma üretmişler, ve elin uzancak kadar gövdesi var hurmanin, halbuki o hurma degil. muz nasil tepesi kökleniyorsa hurmanin tepesini kabaklamişlar ve hurma sadeca yapraklari kadar uzun, ve meyva veriyor, ne oldu bunun sonucu: yani her insanin bir adet bitki cinsinden, bir adet kuş cinsinden, bir adet böcük kurd cinsi, bir adet hayvanlardan yürüyen cinsinden, bir adet toprak alti bir adet su alti, bir adet bitki hali,.... var insan bir tek başina insan degil, ona sifat olanlar var, ve elementleri olanlar var, ona göre hali cibiliyyati işde. sen eger hurma gibi uzun agaci, bodur yaparsan ne olur, araplar, arap soyu uzun uzun insanlar, ve 25li tabanca arap ati yerine, midilli araplar olur, yani Çinli ler gibi cüce araplar olur, yani onun cbilliyatini taşiyan arapda cüce olur artik. yine at yerine arap eşşegi olurlar artik. ve insanoglunun merhameti yok zaten, eşşegi buldumu, bir yükü varsa, bakdi götürüyor iki odun fazla yükler üstüne, ve türkiyenein hamballalri belli, adam boyundan büyük yük taşiyor, niye yok TIR yok ki, hep kamyon yani eşşek var, yani eşşeklerede acimiyor vay bu bunun altinda ezilir demek yok, yani avrupayada amerika TIR keşfetmiş, o yeterli gelmeyince TIRA ikinci kasa takmiş, iki kasali TIR bizimkilerde bulduk eşegi, hambali diye yükle babam yükle, yani bizimkiler kural tanimaz, neden yoklukdan yoklukdan, olanini kullanir, amma caninida cikarir, artik hurmalarda kisaldiyse yakinda, cökmeden üstüne atlanabilcek midilli devesinin cikmasida muhtemeldir artik.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَلأُضِلَّنَّهُمْ وَلأُمَنِّيَنَّهُمْ وَلآمُرَنَّهُمْ فَلَيُبَتِّكُنَّ آذَانَ الأَنْعَامِ وَلآمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللّهِ وَمَن يَتَّخِذِ الشَّيْطَانَ وَلِيًّا مِّن دُونِ اللّهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَانًا مُّبِينًا
Ve le udillennehum ve le umenniyennehum ve le âmurannehum fe le yubettikunne âzânel en’âmi, ve le âmurannehum fe le yugayyirunne halkallâh(halkallâhi. Ve men yettehıziş şeytâne veliyyen min dûnillâhi fe kad hasira husrânen mubînâ.
“Allah’tan başka onlar sadece bir kısım kadınlara tapıyorlar ve onlar, aslında Allah’ın lânet ettiği o inatçı şeytandan başkasına yalvarmıyorlar. O şeytana ki: 'Ya Rabbî, Senin kullarından mutlaka bir pay edineceğim. Mutlaka onları saptıracağım, onları birtakım temennilerle oyalayacağım. Onlara davarlarının kulaklarını yarmalarını emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.' dedi. Her kim Allah’ın yerine şeytanı dost edinirse, şüphesiz o besbelli bir ziyana girmiştir.”
(Nisa, 4/117-119).
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
أَلَّا تَطْغَوْا فِي الْمِيزَانِ وَأَقِيمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْمِيزَانَ وَالْأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ فِيهَا فَاكِهَةٌ وَالنَّخْلُ ذَاتُ الْأَكْمَامِ وَالْحَبُّ ذُو الْعَصْفِ وَالرَّيْحَانُ فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Ellâ tatgav fîl mîzân
Ve ekîmul vezne bil kıstı ve lâ tuhsırûl mîzân
Vel arda vadaahâ lil enâm
Fîhâ fâkihetun ven nahlu zâtul ekmâm
Vel habbu zul asfi ver reyhân
Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân
Meali :
Sakin olaki mizani ölcüyü bozupda kisaltmaya kalkmayin, yeryüzünde cark carka baglidir yeryüzü hayvanlara, hayvanlar yapraga, yaprak cicege, cicek topraga baglidir , daha hala niye rabinimnizi verdiği bu düzendeki nimetleri yalanlarsiniz.
Rahman suresi 8 den 13e kadar 13 dahil
ahmaklik eden isanoglu, allahin yarattgi ile yetinmedi, at ile eşegi ciftleşdirip, katir dogurttu, daha niye şeytanin yolundan gidersiniz, görmüyonuzmu dünyanin sonuna geldik, bir kac adimlik mesafe kaldi herhalde, bitiriliş paydos saatine artik. daha niye düzeni mizani bozmak ile ugraşiyon ahmak insanoglu.
Rabbim, bu ahmklarin başimiza acacagi beladan sana siginirim, beni ve askerlerimi sen gözet ve koru.
---oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 11 Haziran 2016 Cumartesi
Original Kar © glan
------------
ETiKETLER:
-------------
islami-Resimler, islami Levhalar ,V220220160440,arapca yazili,duvar süsleri,Kuran-i Kerim,kuran,tesbih,tasavvuf,peygamber,din,Allah,kitap,sünnet,ahirzaman,mehdi,karoglan,hoca,müftü,diynet,mustafa islamaoglu,cübbeli ahmet,naksibendi,menzil,gavs,seyyid,Abdülbaki,seyyid saki,erol,seyyid fevzettin,semrerkand tv,ahiret rehberi,dinimiz islma,enever ören,ihlas,osman ünlü,osman nuri toppas,arif arslan,fetullah gülen,saidi nursi,nurcu,nur talebesi,nur,ziya, muhammed, mustafa,S.A.V,efendimiz,hadisi serif ,Hz.,alehiselam,bismillah,la ilahe illallah,Nihat,hatipoglu,hatiboglu,nihat hatipoglu,nihat hoca,abdurahman önül,ilahiler,ilahi dinle,indir,free downloaden,bedava indir,Dursun Ali Erzincanlı,Dursun Ali, Erzincanlı,Dursun, Ali, Erzincanlı,muhyiddini arabi,vahdeti vücud,nefsi raziye,nefsi mutmainne,mümine,hanim bacim,nefsi mülhime,satiyorum,ariyorum,arkadas ariyorum,aliyorum,satilik,ilanlar,web,hosting,doamin,webmaster,webdizaynir,grafiker,microsoft,mustafa karatas hoca,karatas hoca,mustafa hoca,elmalili,mehmet akif,erbakan,necmettin,milli görüs,fatih erbaka,demet akalin,Hira,HIRA,sevr,kabe,mekke,medine,zemzem,tesbih,kuran,hurma,FUIKIH,namaz,namazduasi,büyü,sihir,sihir nasil yapilir,sihir nasil bozulur,büyücü hoca,yildizname,falci,memis hoca,Caner Taslaman,serat Ahmet tan,hamza,Caner hoca,Muhammed Rasid Erol,Abdülhekim el hüseyni,yarbay mehmet,almanya vekili,yarbay hoca,seyyid mübarek,haznevi,mehdi,ahirzaman,kiyamet,kiyamet alametleri,Basagacli,Sandikli,Afyon,afyonlu,Türkiye,Türkiye bayraklari,bayrak butonlari,flatcast,radyo,radyo temalar,TC,23 Nisan,19 Mayis,Cumhuriyet bayrami,Genclik ve spor bayrami,30 Agustos,10 Kasim,atatürk,mustafa kemal,Türk,Turk,Turkey,kirmizi,yesil,sari,mavi,turuncu,siyah,pembe,mor,beyaz,white,black,green,red,orange,blue,violet,yellow,grau,braun,Mr,Matrix,Hz.Nuh,Hz. ibrahim,Hz, isa,Hz. meryem, Hz. Musa,hiristiyan,müslüman,yahudi,cami,mescid,namz,oruc,hac,zekat,sadaka,nafile,dua,dualar,esmaülhüsna,havas,havas hoca,vefk,arapca,türkce,deutsch,english,button,radyo kur,sayfa,ac,forum kur,domain satin al,forum satin al,ibrahim Tatlises,Orhan Gencebay,Merve Özbey,Niran ünsal,Ferdi Tayfur,Rihanna,Beyonce,mily cyrus,kate linn,biranna,INNA,inna,indila,Gülben Ergen,Aynur Aydin,Okan bayülgen,Zaga,beyaz,beyazit,komik,ilginc,kedi,köpek,irem derici,Hande Yener,Kadir inanir,cüneyt Arkin,baris manco,Kurtlar Vadisi,muhtesem yüzyil,osmanli,pelin cit,özge,zahide,Tarkan,murat boz,acun,hadise,Ebru gündes,
Peygamber Efendimizin Kıssaları
-Hz. Muhammed’in Gülümsemesi-
Bir gün Resulullah (s.a.v) gülümseyerek göğe bakıyordu, bir adam Hz. Muhammed’in gülmesinin sebebini sorunca Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdular: Evet göğe bakıyordum, iki melek, kendi yerinde ibadetle meşgul olan mümin bir kulun gece gündüz yaptığı ibadetlerinin mükafatını yazmaları için yeryüzüne indiler, fakat onu, hasta olduğundan dolayı ibadetgahında bulamayınca göğe çıkıp Hak Teala’ya şöyle arz ettiler: Ey Rabbimiz! Biz o mümin kulun ibadetini yazmak için her zamanki gibi onun ibadetgahına gittik, fakat onu orada bulamadık, hasta yatağına düşmüştü.
ALLAH-u Teala, o meleklerin cevabında şöyle buyurdu: O mümin kul, hasta yatağında olduğu sürece, her gün ibadetgahında olduğu zaman ona yazdığınız her günün sevabı miktarınca ona sevap yazın. Hasta yatağında olduğu müddetçe onun hayır amellerinin mükafatı bana aittir; onun mükafatını ben vereceğim.
-Turfanda Hurma-
Bir gün bir sepet hurma getirip:
Buyur ya Resulullah turfanda hurma, dediler. Peygamberimiz, “Hurmalar oldu mu ki?” diye sordu. Hayır, olmadı; ama bizim bahçemiz sıcak bir dere içinde bu yüzden ilk hurma bizde erişir. Kimse yemeden size getirdik ki en önce siz yiyesiniz turfanda hurmayı. Peygamberimiz uzakta oynayan çocukları gösterdi, “götürün bu turfanda hurmaları şu oynayan çocuklar yesinler. Ben komşularımın yemediğini yemem. Ne zaman komşularımız da hurma yemeye başlarsa işte o zaman ben de gönül rahatlığı içinde hurma yiyebilirim.” buyurdu.
-Mal benim borç Resulullah’ın-
Peygamberimiz yoksullara yardım etmeyi çok severdi. Yine bir gün davet ettiği muhtaçlara önceden hazırladığı yardımı sırayla dağıtmış, alanlar da dağılıp gitmişlerdi ki, tam o sırada bir başka yoksul uzaklardan koşarak gelip kendisine verilecek bir şey kalmadığını anlayınca üzülmüştü. Peygamberimiz üzülen bu yoksula, “Üzülme.” dedi: “Sana da bir çare bulabiliriz.” Bulduğu çareyi de şöyle açıkladı: “Buradan doğruca Medine çarşısına git, ihtiyaçlarını satan dükkanlara gir, ne lazımsa al, sonra da de ki: “Mal benim, borç Resulullah’ındır! Yeter ki çocuklarını sevindir, sen de üzülme!”
Adam ‘Olur mu böyle bir şey?’ demek isteyince, Efendimiz onu dükkanlara doğru yönlendirirken tembihini tekrarladı. “Unutma!” dedi, “Mal benim borç Resulullah’ın, diyeceksin. Mal sana, ödemesi bana ait olacaktır.” buyurdu.
-İki Deve-
Esirlerden Cüveyriyye hatunun babası Haris Bin Ebi Dırar, kızını kurtarmak için birçok deve getirirken, iki deveye kıyamayıp, şehre yakın yerde sakladı. Resulullah'la buluştukta, bunları alıp, "Kızımı bana ver !"dedi.
Resulullah: "Hani, filan yerde sakladığın iki deve?" buyurunca, Haris hayran olup, "Ya Resulallah, benim onları sakladığımı Allah'tan başka bir ferd bilmezdi" deyip, kendisi, iki oğlu ve kavminden nice kimseler imana geldi.
O iki deveyi de getirip verdi. Kızı da imana geldi. Daha sonra da Resululahın hanımı olmakla şereflendi.
-Hz. Peygamberin Devesinin Kaybolması-
Müreysi gazadan dönüşte, bir gece konakladıkları yerde büyük bir fırtına çıktı. Bu fırtına sebebiyle, Resulullahın bindiği deve kayboldu. Zeyd bin Lusayt adlı münafık, Muhammed devesinin nerede olduğunu bilmezken, Rifa'a'nın ölümünü nereden bilir dedikte, Cebrail aleyhisselam gelip, Zeyd'in sözünü ve devenin yerini bildirdi.
Resulullah: "Ben gaybı bilemem, Allah bilir. Lakin Allahü teâlâ bana o münafıkın sözünü ve devenin yerini haber verdi. İşte filan yerdedir ve yuları ağaca takılmıştır" buyurdu.
İşitenler doğru oraya koşup, deveyi buyurulan yerde, buyurulduğu şekilde bulup getirdiler. Zeyd imana geldi
Zımba Nedir - Zımba Hakkında - Zımba Özellikleri Nelerdir
Zımba, kağıtları ince bir metal zımba teli ile birbirine tutturmak için kullanılan bir cihazdır. Zımbalar devlet dairelerinde, ofislerde, evlerde ve okullarda yaygın olarak kullanılmaktadır. “Zımba” kelimesi aslında çeşitli kullanım alanlarına sahiptir. Kağıtları bir araya getirmenin yanı sıra, cerrahi bir yarayı kapatmak için ameliyathanelerde, mobilya sektöründe koltuk yüzü kaplaması yapmak için de kullanılır.
Kağıt zımbasının manuel ve elektrikli olarak iki ayrı türü vardır. Manuel zımbalar elle tutulur, ancak bir masa veya başka bir yüzeye sabitlenmiş olarak kullanılan modelleride vardır. Elektrikli zımba modelleri de vardır. Elektrikli zımbalayıcılar farklı tasarım ve modellerde bulunur. Çok sayıda kağıt yaprağını bir araya getirmekte kullanılır. Bazı elektrikli zımbalayıcılar aynı anda 20 sayfaya kadar işlem yapabilir. Zımba tabancası genellikle daha ağır bir iş için kullanılır ve elde taşınır cihazdır; pnömatik modelleri de vardır.
Zımbayı kim icat etti
Kim tarafından yapıldığı bilinmese de, bilinen ilk zımba 18. yüzyılda Kral Louis XV için Fransa’da yapılmıştır. 19. yüzyılda gittikçe artan kağıt kullanımı, verimli çalışan bir kağıt tutturucuya ihtiyacı arttırmıştır
1866’da George McGill, modern zımbanın öncülü olan küçük, pirinçten yapılma bir kağıt tutturucu için 56.587 sayılı ABD patentini aldı. 1867’de, raptiyeyi kağıda sokmak için bir başka bir 67.665 sayılı ABD patentini aldı. Buluşunu 1876 yılında Pennsylvania Philadelphia’daki Centennial Sergisinde gösterdi ve 1880’lerde birçok çeşitli kağıt tutturucular üzerinde çalışmaya devam etti. 1868 yılında C.H.Gould tarafından İngiltere’de bir zımba teli için bir patent alındı. Ayrıca, 1868 yılında St Louis, MO’lu Albert Kletzker, kağıt zımbalamak için bir cihaz patenti aldı.
1877 yılında Henry R. Heyl, tek bir hamlede zımbalama yapabilen bir cihaz için 195.603 patent numarasıyla patentini aldı. Bu nedenle bazıları onu modern zımbalamanın mucidi olarak görüyorlar.
18 Şubat 1879’da George McGill, ticari olarak başarılı ilk zımba olan “McGill Single-Stroke Staple Press” için 212.316 patent aldı. Cihazın iki buçuk kilo ağırlığında 1/2 inç genişliğinde bir tel zımba ile çalışıyordu.
Ince bir metal tel ile kağıtları tutturan bir makineyi tanımlamak için “Stapler” (Zımbalayıcı) sözcüğünün ilk kullanımı 1901’de American Munsey Dergisinde bir ilanda yer aldı.
1900’lerin başında delikli ve katlanmış kağıtları metalik bir klips olmadan birbirlerine tutturmak için çeşitli cihazlar geliştirildi ve patentlendi.
Modern Zımba
1941’de günümüzde en yaygın olarak kullanılan dört yönlü kağıt zımbası gibi türler geliştirildi.
Modern zımbalar evrim geçirmeye ve kullanıcıların değişen ihtiyaçlarına adapte olmaya devam ediyor. Örneğin daha zahmetli veya kolay sıkıştırılmış / kullanışlı zımbalayıcılar, kullanıcının uyguladığı güç miktarını azaltmak için farklı kaldıraç verimliliklerini kullanmaktadır. Bu zımbalar, tekrar eden, büyük zımbalama işlerinin rutin olduğu çalışma ortamlarında kullanılmaktadır. Bazı modern masaüstü zımbalayıcıları Flat Clinch teknolojisi kullanmaktadır.
Cerrah Zımba
Cerrahlar, cerrahi zımbaları cildin kapatılması için dikiş yerine veya cerrahi anastomoz sırasında ameliyat sırasında kullanılmaktadır. Bir cerrahi zımba, örs yok olduğundan standart bir zımba benzemez. Cerrahi zımba sıklıkla “M” ye önceden şekillendirilir. Zımbayı deriye bastırarak kola baskı uygulayarak zımba derisini cebe doğru ve ön panonun içine doğru bükerek iki uç neredeyse ortada bir dikdörtgen oluşturacak şekilde buluşsun.
Kolorektal cerrahide bağırsak rezeksiyonlarında zıvana yaygın olarak intraoperatif kullanılır. Çoğu zaman bu zımbalar, zımba yerleştirilirken bağırsakları keser ve aseptik alanı muhafaza eden ayrılmaz bir bıçağa sahiptir. Cerrahi çelikten yapılmış zımba, tipik olarak tek kullanımlık sterilize kartuşlar halinde verilir.
Zımba, kâğıtları bir arada tutmak amacı ile metalden bir tel ile tutturan araç. Birden fazla kâğıt zımbanın arasına yerleştirildikten sonra mekanik basınç uygulandığında mekanizmada bulunan metalik telin iki sivri ucu kâğıtları delerek geçmekte ve alt bölümde eğilerek kapanmaktadır.
İlk zımbalama makinesinin Fransa Kralı 15. Louis’e ait olduğuna inanılır. Ayrıntılı hazırlanmış el yapımı zımba, kraliyet sembolüne sahipti ve mahkeme belgelerinin bir arada tutturulması amacıyla kullanılıyordu.
1868 yılında Charles Gould, dergilere ait sayfaların bir arada tutturulmasını sağlayan bir tel dikicinin İngiltere’de patentini aldı. Patentini aldığı mekanizma, istenen ölçülerde kesilen bir telin açık uçlarının kağıtların üzerinden geçirilmesinin ardından yine aynı uçların katlanması yöntemi ile çalışıyordu. Bu mekanizma, günümüzde kullanılan zımbaların da doğrudan atası olarak gösterilir.
Birleşik Devletler’de yine 1868 yılında Albert Kletzker, bir tür ataç patentini üzerini aldı. Patentte, geniş yapıda tek bir zımba telinin kağıtları bir arada tutması tanımlanıyordu ancak kağıtlardan geçirildikten sonra zımba telinin uçlarının el ile kıvrılması gerekiyordu. 1877 yılında Henry R. Hell‘in üzerine aldığı patentte ise zımba telinin kağıttan geçirilme ve ardından uçlarının kıvrılması işlemini tek bir harekette yapan bir aygıtın tanımı yapılmıştı.
Ticari olarak başarıya ulaşan ilk zımba ise George W. McGill tarafından 1879 yılında üretildi. Her ne kadar her bir zımbalama işi için gereken telin her seferinde teker teker zımba makinesine yerleştirilmesi gerekse de makine, zımba telini kağıtlardan geçirdikten sonra uçlarını kıvırıp tekrar kağıdın içine yerleştiriyordu. Bu mekanizma, günümüz zımbalama makinelerinde halen kullanılmaktadır.
Gün geçtikçe, zımba makineleri üzerinde iyileştirmeler yapılmaya ve birden fazla zımba telinin makine içerisine tek seferde yerleştirilmesine olanak sağlandı. 1930lu yıllarda üreticiler, birbirlerine balıksırtı dizisi şeklinde yapıştırılmış bir dizi zımba telinin yer aldığı zımbalama makinesini piyasaya sürdüler.
Zımbalama makineleri, günümüz ofislerinin vaz geçilmez bir aracı konumunda olmalarına rağmen, çalışanların masalarından sürekli kaybolmayı başarmaları sebebiyle de çalışanlar tarafından pek sevilmezler. Zımbalar ayrıca ameliyat masalarında dikişlerin yerini alan mekanizmalar olarak da kullanılmaktadır.
Zımba tabancası ne için kullanılır?
Zımba tabancaları, mobilyaların döşenmesi, duvar kaplamalarının (tekstil duvar kağıtları, yalıtım malzemeleri, vb.) takılması, kağıt ya da folyoların (posterler) asılması ve yumuşak ağaç ve levhaların (taban panelleri, dolapların sunta arka duvarları, vb.) monte edilmesi gibi, evin içindeki ve çevresindeki bir çok farklı dekorasyon işi için kullanılır.
Delgeç
Delgeç veya Perfaratör, kağıtları dosyalamak için gereken delikleri açan alet. Bir zımbayı andırır. Kağıt Delgi Zımbasının Mucidi Alman girişimci, Friedrich Soennecken icad etmişdir 14 Kasım 1886
Sümela Manastırının Tarihçesi
Sümela manastırı Trabzon bölgesinde bulunan Maçka ilçesinin sınırlarında bulunan Altındere köyünde inşa edilmiştir. Sümela manastırı tarihi eserler konusunda tarihi dokusu ve kendisi hakkında ortaya atılan iddialarla oldukça önemli bir yere sahip olmaktadır.
Bu manastır, kurulduğu dönemden itibaren pek çok Ortodoks Hristiyanın aktif olarak kullandığı bir kilise haline gelmiştir. Bir dağın yüzeyine inşa edilmesiyle zaten yeterince ilginç olan Sümela manastırı, oldukça da geniş bir alanı kaplamıştır. İçerisinde ana kaya kilisesi, mutfak, misafirhane, bir kaç şapel, kütüphane ve öğrenci odaları bulunan manastırın giriş kısmında da bir su kanalı vardır. Manastıra su taşıdığı düşünülen bu yapının bir kısmı zamanla kırılmıştır.
Sümela manastırına nasıl gidilmekteir?
Sümela manastırı zaten turizm açısından oldukça ilgi gören bir yapı olduğundan, özellikle yaz aylarında bölgeye tur şirketleri pek çok yerli yabancı turisti Sümela manastırı turları için getirmektedir. Dağda yolun belli bir kısmı araçlarda çıkıldıktan sonra manastıra yaklaşılan son süreçlerde dağda manastıra giden bir patikadan geçilmekte, son olarak da manastırın girişinde bulunan uzun ve dar basamaklar geçilerek manastırın içine ulaşılmaktadır.
Sümela manastırının geçmişi
Sümela manastırı tarihçesi özetlenirse, kilisenin kurulduktan sonraki 1000 yıllık sürecinde çeşitli iddiaların ortaya atıldığı ancak geçerlilik konusunda hiç bir kesinliğe varılamadığı belirlenmiştir.Bu yapı ilk olarak klasik bir mağara kilisesi şeklinde ortaya çıkartılsa da daha sonrasında manastır formuna doğru yöneltilmiştir.
Karadeniz’de yaşayan Rumların anlatmış oldukları efsaneye göre, Atina asıllı Barnabas ve Sophroinos isimli iki farklı keşiş, rüyalarında içerisinde Meryem Ana’nın bebek İsa’yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu Sümela Manastırının yerini bilmeden görmüşlerdir. Sonrasında ikisi de birbirinden habersiz olarak burayı bulmak için yola çıkmış; denizleri aşarak Trabzon’a gelmişlerdir. Burada karşılaşan ikili, birbirlerine gördükleri rüyayı anlatarak Sümela Manastırı’nın inşasına başlamışlardır.
Bununla birlikte yer alan bir başka iddia ise, bu manastırın ilk kurulduğu zamanlarda kilise şeklinde kurulması sebebiyle içerisinde bulunan fresklerde sıklıkla Trabzon imparatoru 3. Alexios’un yer alması, bu kilisenin inşa edilmesi süresince asıl kurucu ismin 3. Alexios olması ihtimalinin üzerinde durulmaktadır.[/font][/size]
Ahmaklık Hastalığı
(Kar©glanin 1 Haziran 2016 Vaazi)
Deccal aleyhillane - Atamosfere ve dogaya saldigi zehirli gazlar ile, insanlari
Manuple edip ahmaklaştiriyor
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
اخْتَارَ مُوسَى قَوْمَهُ سَبْعِينَ رَجُلاً لِّمِيقَاتِنَا فَلَمَّا أَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ قَالَ رَبِّ لَوْ شِئْتَ أَهْلَكْتَهُم مِّن قَبْلُ وَإِيَّايَ أَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ السُّفَهَاء مِنَّا إِنْ هِيَ إِلاَّ فِتْنَتُكَ تُضِلُّ بِهَا مَن تَشَاء وَتَهْدِي مَن تَشَاء أَنتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنتَ خَيْرُ الْغَافِرِينَ
Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 155. ayeti
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Vahtâra mûsâ kavmehu seb’îne raculen li mîkâtinâ, fe lemmâ ehazet humur recfetu
kâle rabbi lev şi’te ehlektehum min kablu ve iyyâye, e tuhlikunâ bi mâ feales
sufehâu minnâ, in hiye illâ fitnetuke, tudıllu bihâ men teşâu ve tehdî men teşâu
ente veliyyunâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hayrul gâfirîn.
Meali :
Mûsâ, kavminden, belirlediğimiz yere gitmek için yetmiş adam seçti. Onları
sarsıntı yakalayınca (bayıldılar). Mûsâ, “Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de
bundan önce helâk ederdin. Şimdi içimizden birtakım beyinsizlerin işledikleri
günah sebebiyle bizi helâk mı edeceksin? Bu, sırf senin bir imtihanındır. Onunla
dilediğin kimseyi saptırırsın, dilediğini de doğruya iletirsin. Sen, bizim
velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı. Sen, bağışlayanların en hayırlısısın”
dedi.
Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 155. ayeti
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
قَالَ رَبِّ انصُرْنِي بِمَا كَذَّبُونِ
Kâle rabbinsurnî bimâ kezzebûn.
(Sadakallahul Aziym MU'MİNUN Suresi 26. ayeti )
Meali :
(Nûh), dedi, "Rabbim yalancılara karşı bana yardım et ."
(Sadakallahul Aziym MU'MİNUN Suresi 26. ayeti )
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Ahmak, ahmaklığından fasıkın [Açıktan günah işleyenin] günahından daha büyük bir
derde düşer."
(Hadis-i Şerif , Hakîm)
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular
"Akıllı, nefsine uymaz, ibâdetlerini yapar, ahmak olan da nefsine uyar, günah
işler sonra ALLAH affeder diye ümitlenir."
(Hadis-i Şerif , Tirmizî)
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular
"Her şey ALLAH’ın takdiri iledir Akıl ve ahmaklık bile."
(Hadis-i Şerif , Buhârî)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme
ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve
alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
--------------------------
AHMAKLIK HASTALIĞI
-------------------------
Ahmaklık nedir?
Aklı hiç olmayana deli denir. Aklı olup da aklını kullanmayana veya kullanamayana
ahmak denir. Ahmak, aklı az, görüşü kısa, basiretsiz, kötü huylu kimsedir. Kârını
ve zararını iyi düşünemez. Hikmet, iyiyi kötüden, hakkı batıldan ayıran
kuvvettir. Hikmetin lüzumundan az olmasına ahmaklık denir. Ahmak, hayrı, şerri
birbirinden tam ayıramaz. Âlimler buyuruyor ki:
Ahmakla arkadaşlıktan sakın. Çünkü, sana iyilik edeyim derken, zararı dokunur.
(Hz. Ömer)
Dişi ile tırnak uçlarını ısırmak ahmaklık alametidir. (Hz. Ali)
Ahmaklar arasında bulunan horlanır, âlimler arasında bulunan hürmet görür.
(Cafer-i Sâdık)
Dünyayı ele geçirmek için âhireti [dinini] vermek ahmaklıktır. Yaratıkların en
ahmağı nefistir. Çünkü her isteği kendi aleyhinedir. (İmâm-ı
Rabbânî)
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular
"Ahmak olanla ilgini kes."
(Hadis-i Şerif , Beyhekî)
Ahmaklik zehirli gazlar gibidir , nerden sizip girecegi belli olmaz, o yüzden
ahmaklarla alakayi kesmek lazim, yoksa onun o zehirli gazi, sızıp senin oldugun
yeri kaplarsa, senin fikirlerinide zehirler, ve artik sen de deli ve ahmak gibi
olur, iyi düşünemez , akledemez olursun, ve muhakeme kuvvetin zayiflar.
Bilim Admlari Sigaranın içindeki zararlı maddeleri şöyle siralamişlar:
Polonyum - 210 (kanserojen),
Radon (radyosyon),
Metanol (füzeyakıtı),
Toluen (tiner),
Kadmiyum (akü metali),
Bütan (tüpgaz),
DDT (böcek öldürücü),
Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri),
Aseton (oje sökücü),
Naftalin (güve kovucu),
Arsenik (fare zehiri),
Amonyak (tuvalet temizleyicisi) ,
Karbon (eksoz Monoksit gazı),
Nikotin
ve 3.886 toksik madde.
Sonuç olarak Bunlarin TOPLAMI olrak ciğerlerimizde oluşan Katran
(asfalt).
Vücudunuza giren 1 gram eroinin veya nikotinin ve alakol ve benzerlerinin,
beyninizdeki 1 milyon hücreyi öldürdüğünü biliyormuydunuz, ve böylece insanin
gün , gün ahmaklaştığını biliyormuydunuz.
Bütün uyuşturucuların önce aklı, sonra hayatı mahvettiğini;
ve böyle alişkanliklari olanlrin, dogacak cocuklarinada ahmakligin sirayet
etigini biliyormuydunuz. ve böylece ortda dolaşan ve akletmeyen kalp, ve akletmeyen
akil ile, dinsiz, ye iç iç otlan, eglen yat ,.. birde s... toplumu meydana geldiginin farkindamisiniz.
Allah, kitap,kuran sünnet mümin müslüman deme böylelerine, hemen hasım
kesilirler, cünkü ebu cehil gibi akletmeyen kalp sahibi oldular.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
أُولَئِكَ الَّذِينَ طَبَعَ اللّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ وَسَمْعِهِمْ وَأَبْصَارِهِمْ وَأُولَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ
Esteuzubillah
Ulâikellezîne tabeallâhu alâ kulûbihim ve sem’ihim ve ebsârihim, ve ulâike humul gâfilûn.
(Sadakallahul Aziym NAHL Suresi - 108. ayet )
Meali :
İşte onlar, Allah’ın; kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte onlar gafillerin ta kendileridir.
(Sadakallahul Aziym NAHL Suresi - 108. ayet )
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
كَذَلِكَ يَطْبَعُ اللَّهُ عَلَى قُلُوبِ الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ
Esteuzubillah
Kezâlike yatbaullâhu alâ kulûbillezîne lâ ya’lemûn
(Sadakallahul Aziym RUM Suresi 59. ayet )
Meali :
Allah, onların kalplerini işte böyle mühürlerde, onlar bilmezler.
(Sadakallahul Aziym RUM Suresi 59. ayet )
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ آمِنُواْ كَمَا آمَنَ النَّاسُ قَالُواْ أَنُؤْمِنُ كَمَا آمَنَ السُّفَهَاء أَلا إِنَّهُمْ هُمُ السُّفَهَاء وَلَكِن لاَّ يَعْلَمُونَ
Esteuzubillah
Ve izâ kîle lehum âminû kemâ âmenen nâsu kâlû e nu’minu kemâ âmenes sufehâu, e lâ innehum humus sufehâu ve lâkin lâ ya’lemûn.
(Sadakallahul Aziym BAKARA-13. ayet)
Meali :
Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.
(Sadakallahul Aziym BAKARA-13. ayet)
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular
"Akletmeyenin dini de yoktur"
(Hadis-i Şerif , Tirmizi)
Ahmaklık, kârını zararını bilmemek, iyiyi kötüyü ayıramamak, körü körüne bir şeye
saplanıp gitmektir. İyilik yapıyorum sanarak kötülük eder, fitneye sebep olur.
Susulacak yerde konuşur. Çeşitli zararlara sebep olur.Ahmak insanı iknaya
çalışmak da boşunadır. Ona ne söylense faydasızdır. Fayda yerine zararı olur. Tartışmaya hiç gelmez.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِي اسْتَوْقَدَ نَاراً فَلَمَّا أَضَاءتْ مَا حَوْلَهُ ذَهَبَ اللّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتٍ لاَّ يُبْصِرُونَ صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لاَ يَرْجِعُونَ أَوْ كَصَيِّبٍ مِّنَ السَّمَاء فِيهِ ظُلُمَاتٌ وَرَعْدٌ وَبَرْقٌ يَجْعَلُونَ أَصْابِعَهُمْ فِي آذَانِهِم مِّنَ الصَّوَاعِقِ حَذَرَ الْمَوْتِ
واللّهُ مُحِيطٌ بِالْكافِرِينَ
Esteuzubillah
Meseluhum ke meselillezistevkade nârâ(nâren), fe lemmâ edâet mâ havlehu zeheballâhu bi nûrihim ve terekehum fî zulumâtin lâ yubsirûn. Summun bukmun umyun fe hum lâ yerciûn. Ev ke sayyibin mines semâi fîhi zulumâtun ve ra’dun ve berk (berkun), yec’alûne esâbiahum fî âzânihim mines savâiki hazaral mevt(mevti), vallâhu muhîtun bil kâfirîn.
(Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 17 - 18 - 19. ayet)
Meali :
Onların durumu, (geceleyin) ateş yakan kimsenin durumuna benzer: Ateş tam çevresini aydınlattığı sırada Allah ışıklarını yok ediverir de onları göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir.
Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Artık onlar dönemezler.Veya (onlar), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşek bulunan bir yağmura (tutulmuş) gibidirler. Yıldırımların (dehşetinden) ölüm korkusuyla kulaklarını parmaklarıyla tıkarlar. Ve Allah, kâfirleri kuşatandır.
(Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 17 - 18 - 19. ayet)
Bu ayet neyi tarif ediyor? hani matrix filimindeki dünya semasnin gazlarin kapladigi, ve güneşin o kara bulutlari yirtipda dünyayi ayinlatamdigi, insanirin ise uyudugu ve sanal bir alemde sadece yaşadiklarini sandiklari, halbuki sadece sanal alemde
kitlenmişler ve güneş ve dünyayi görmüyorlar ya rüyada gibi yaşiyorlar, işde o en son gavur ve küfür zamanini tarif ediyor, hepden Allahin kafirleri kuşatip onlarin iyice düşünemeyen
ahmaklar oldugu vakti, yani gecen Vde gördüm, ortaokul ve lise ögrencilerine soruyorlar: "alti kere sekiz kac eder" diyor bilmiyorlar cocuk ve gencler, hepden hazircilik hesap makinasi ile yapa yapa, yeni nesile daha akildan matematik yapmasinida ögretmez olmuşlar artik, el ay a, bizler dibe dibe cöküyoz, yani artik hepden teknoloji diye yutturulan bu sanal yaşam insanlarin akletmesini önlüyor, yani teknolojiye mahkum ahmaklar sürüsü ve ve bu teknolijiyle inlsari manuple eden ve tanrilari oldugunu iddia eden deccal, onlara ne emrederse onu yapar oldular, ve olcaklarda yani.
Bu deccal ve avensinin yaptigi hakkinda İmâm-ı Rabbani diyorki:
"Dünyayı ele geçirmek için âhireti vermek ahmaklıktır."
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular
"Ahmaklığın en kötüsü, Müslümanlığı bırakıp, başka dine meyletmektir."
(Hadis-i Şerif , Deylemî)
Bu Deccalin Atmosfere birakatigi iyonlar ve gazlar ise: üzerinden amerikan ucagi geciyor, yahut bilmem israil ucagi, bilem nerenin ucagi geciyor, sen o ucagin, senin üstünden gecerken nasil bir gaz biraktigindan haberin varmi? yok. ve sen saniyorsunki, bir duman ve sis bulutu ucagin arkasindaki , halbuki coğu öyle değil işde, resmen insanlari zehirledikleri, ve manuple edebilcekleri o gazlari atmosfere birakiyorlar. ve o ayni sigaranin icinde sayilnlar gibi ve benzeri gazlar, ve metal gazlari, ve ve zehirli agir gazlar oldugundan, dibe cökme gösteriyor, o senin üstünden birakti amma, az sonra agirligindan dolayi, cöke cöke insanlarin oldugu yere iniyor, ve insanlar manyaklaşiyor, ya (:::) koyunulari gibi salaklaştiriyorlar ve onlar ile iyonlarla, yada insanlari manuple edip, yönetip cani, katil, sapik yapiyorlar. nitekeim gaz kacagi olan eve girince, önce camlar acilir,ve sonra yerler sanki süpürülüyormuş gibi yapilip, dibe cöken o gazin yükselmesi, ve camdan cikmasi saglanmaya calişilir degilmi , yani agir gazlar dibe cöker, bunu anlatmaya calişiyoruz, ve senin üstünden gecen bir ucak bu gazlari atmosefere birakinca, o rüzgar ile dagilir, ve sonra o manuple edilmek isteneilen, ahmaklaştrilmak istenilen bölgenin üstüne inmesi saglanmiş oluyor, yani nerden zahirlendiginizin farkinda bile degilsiniz. Nitekim nasil alkol ve uyuşturucu alanin, akli muhakemesi bozulup, düşünme ve konuşma yetenegini kullanirken zorlandigini, ne yaptigini bilmedigini, herkes bilir. ve fareden bile korkak iken icince alkolu kabadayi kesildigi meşhur fikra "fare alkol alinca, Masaya elini vurur " o Kedi burya gelcek " der. kabadayi olur cikar, yani ve bu gazlar ilede tavuk gibi fare gibi tavşan gibi korkaklar bile, en cessur yapiliyor, ve sürülüyor masumlarin üstüne, ve zulmettiriliyor, cünkü nerden aldi bu gazi, işde o atmosfere birakilan gazlardan aldi, ve tabiki ondan sonra ney aptgini bilmeyen ahmak "Allahuekber" der kafa keser , cünkü aldi bir gaz amma nerden aldiginin farkinda degil ahmak.
Ayni zehirli gazlar ve maddeler yine topraga kariştrilarak bitkilere yiyeceklere, iceceklere , suya , yagmura, giyeceklere kariştriliyor, ve ilacalara katiliyor ve manuple etmek istedikleri insanlari istedikleri gibi yönlendiriyorlar. yine suni yagmur ygdirliyorki, o gaz karişmiş su ve yagmur ile tapraga karişmasi saglaniyor, o atmosfere birakilan gazlarin toplandigi bulutlardan birde yagmur yagidirilip böylece o gazlarin sivi halde topraga sizmasi saglaniyor, bütün bitki örtüsü zehirlenmiş oluyoro, kim yapiyor dünyayi yönetip tanrilik iddia edecek olan DECCAL köpegi ve askerleri uşaklari,
---oOo---
Cabir b. Abdullah Ensari'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Benden evvel hiçbir kimseye verilmedik beş (şey hep birden) bana verilmiştir: Her Peygamber özellikle kendi kavmine gönderilirken ben kırmızı siyah bütün insanlara gönderildim.
Ganimetler bana helal edildi, halbuki benden evvel kimseye helal edilmemiştir.
Yer (yüzü) bana temiz, temizlik sebebi ve mescit kılındı. Onun için kim olursa olsun namaz vakti gelip çatmış ise bulunduğu yerde namazı kılıversin.
Önümdeki bir aylık yola kadar (düşmanlarımın kalbine) korku (salmam) için bana yardım edildi ve bana şefaat (etme hakkı) verildi."
( Hadis-i Şerif , Sahih-i Müslim )
yani mescid öyle sadece "Sultan Ahmet Cami" bilmem falan yerin "ulu camisi" degilmiş, bütün yeryüzü mescitmiş
ve mescitleri temiz tutma hususunda peygamberimizden rivayet ediline bir hadis var, fakat metnini internette aradim bulamadim, hadis şu manada bir hadis
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Allahin evlerinden, bir necaseti pisligi kaldirip izale edenin, kaldirdigi o necaset ve pislik, ahirette onun hurilerine mücevher olur."
( Hadis-i Şerif , Kaynak Belli Degil bulamadim )
yine peygamberimiz bir ara, ashabi kiramdan bazilarina , sokakdaki, balgam ve tükürükleri geri toplatip izale ettirdi.
yani eger yerüyüzü mescit ve mescitlerde Allahin evi hükmündeyse, o zaman heryerin temiz tutulmasi lazim degilmi, o hurilere mücevher bahsindeki hadis, temizlige teşvik icindir, yani insan nasil elini kolunu yüzünü yiyecegini icecegini temiz tutuyorsa bulundugu mahalleyi, şehiri, ordaki camileri, ve okul işyerlerini, parlklari, bahceleride,... temiz tutmali degilmi, amma bunun için cöp dedigimiz, ve hastalik ve mikrop üretebilcek olan, necaset ve cöplerin ise, bir yerde toplanmasi lazimki, diger yerler temiz kalsin degilmi, cöplük denilen yer olmazsa, diger yerler temiz kalamazki, heryere cöp atilirsa, her yer cöplüge döner degilmi, o halde pisler ve ve mikrop üretecek neceset cinsi şeyler, cinsince belli yerlere hapsedilmelidir, ve onlarin etrafa yayilmasininda önüne gecilmelidir degilmi, yoksa insanlar kolere, veba gibi hastaliklara tutulurlar. Güünmüzde bu yapiliyormu evet tam manasinda olmasada yapiliyor.
ikinci aşamada şudur ki: işde ayni temsili bazda, suclularin, hirsizlarin, haydutlarin, zinakarlarin, sapiklarin, katillerin, canilerin, zalimlerin, yalancilarin,....... bir yerde hapsedilmesi lazimki, diger masum kimselerin IRZI, namusu, cani, mali güvende ve emniyette olabilsin, ve buralara biz hapishane diyoruz günmüzün dünyasinda, ve yapilyormu bunlar, evet kismen yapiliyor,
ücüncü aşama ise şudurki : Cehennem olmali ki, ve icinede bütün kötü ve cirkin ahlakli kimseler, yukarda saydigimiz ve ayrica kafirler, müşrikler, münafiklar, hilekarlar, kötü kimseler yalancilar, kötü kaşifler, ve "acele şeytandan dedi muhammed" aceleciler, ve benzeri daha bircok kötü sifatli kimseler yani "istiaze duamizda" saydigimiz kötü kimseler bunlarin bir kismi sadece, ve bunlar icine koyulsunki, iyi ve salihler ve müminler cennet denen yerde felah bulsun, cünkü cennete akrep gibi birşey girse, herkesi soksa, oraya cennet denilirmi? nerde kaldi oranin cennetligi o zaman degilmi? öyleyse cehennemin yaratilma sebeb,i işde müminler ve salih ve iyi huylu kimseler rahat etsin diye, müminden kasit iyi kimseler ferah bulsun diye, yoksa cennet denen yerde kötülerde barincaksa ne manasi kaldi cehennemin ve cennetin yaratilmasinin degilmi? öyleyse saidi nursi "Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil." demiş ve bu sözle bu bahsida kapatiyoruz.
---oOo---
Başka bir mesele "Ruhun genişlemesi"
Denilirki bazi evliyalarin, kabrinden kirk fersah doguya, kirk fersah batiya ,.... şefeat yetkisi verilir denilir, yani adam yetki sahibi, KIRK fersah yakinina geleni manen görüyor, ve manen yani maneviyatta yardım ediyor demekdir bu, korur gözetir faydali şeyleri bildirir,... ilham ve rabita yoluyla.
Başimizdan gecen bir olayi bu konudaki ilk deneyimimizi sizlere anlatalim:
Nakşi takitanin mensubu olduk, aradan baya zaman gecti, ve günlük vird ve zikir cekiyoruz, ve ben günde 21 000 Allah zikiri sinirina geldim,onun emmareleri görülmeye başladimi, zikrini biraz daha yükseltiyorsun, ve ordan ötede artik letaif zikri cekiliyor, ve ben ilerisini ögrenmek için letaif zikri ceken bir sofiye sordum, letaif zirkrini cektikce insanda ne gibi degişiklik oluyor dedim, dedi o: hani dedi biri misafir gelecek, veya sana dogru geliyor, daha o gelmeden, sen onun gelcegini veya kimiin misafir gelecegini "hissi gablel vuku" ile biliyorsun dedi, bu sadece faydlarindan bir faydaya bir örnek, yine Ekrem abi diye, bir vekil abimiz var, o da dedi: "Kabenin önünde zikrimi cekdim" dedi "kalbim öyle genişlediki, icine bir koyunu kesip atsan, sigacak kadar oldu" dedi, yani ikinci örnek bu da. ve yani his kuvvetin (ruh gücün) genişliyor ve bizim Afyon/Sandikli da "Muradin camisi" ve murat efendinin türbesi vardir, rivayaet olurki: bu mübarek zat a postaci bir mektup getiriyormuş, daha sandikliya varmamiş postaci, bu zaatta minareden ezan okumaya cikmiş, gelcek mektubundan haberdar olunca, "hissi gablel vuku" bilir ve minareden elini uzatip, postacidan mektubunu almiş diye rivayet ederler. yani ha Ekremin kalbinin genişlmesi, ha muradin efendinin elinin uzmasi, ayni şey yani, işde yine kevni boyutta anlatirsak bunun misalini, yani güneş öyle genişliyorki, bize onun işigi 8 saniyede ulaşiyor diyor bilim admlari, ve bizi aydinlatiyor, yani güneşin eli bize uzaniyor demek gibi yanii. işiklari partikülleri uzaniyor. yine süreyya yildizi öyle bir yildiz ki, onun ruhu ta bize kadar ulaşiyor, öyle genişlemişki, o bizden haberdar, amma onun bizden haber almasi nasil güneşimizinki bize ulaşmasi sekiz saniye sürüyorsa, süreyyanin ulaşmasi icinde, bir süre var, amma öyle genişlemişki kainatin bir ucundan bize dokunabiliyor, ve istedigini istedigi uyariyi yapabilir, ve bak sagina, bak soluna, bak falan yerde para var, filan yerde iş var, ve kendinin uzandigi noktalardaki faydali biligileri, ve uyanik olan, onun dokundugunu bilen, uyanik firasetli kimslere deyiverir, degilmi? yani süreyya. yine şira yildizi böyle, andromeda da böyle, öyle olunca insan işde ruhunu kuvvetlendirirse zikir ve taatlerle , uzakligi süreyyada olsa, elini dünyaya uzatabilir, ve muradin veya "Murat" dede gibi yani. ve öyle olunca Hz. Muhammed (S.A.V.) önceki yazdimgiz hadisde ne dedi
Önümdeki bir aylık yola kadar (düşmanlarımın kalbine) korku (salmam) için bana yardım edildi ve bana şefaat (etme hakkı) verildi."
o zamanki hali ile, yani bir aylik yol kadar ruhu genişlemiş Muhamed mustafa efendimizin, yani o öyle hem bir aylik yola sinyal yollayabiliyor, hemde ordakilerden haberdar olmaya başliyor, yani muhammedin letaiflerinin calişmaya başladigi zaman demekdir, bu demekde. Ve bugün ise güneşimizde burdan süreyyaya kadar uzanabilmekde, yine yani Miladi 571 den cikip 2016 lara uzanabiliyorl muhamed diyoruz. bize faydasi ve şefaati haala her herzaman dokunmakda, insanlari haala teerbiyet edip, müslüman ve iyi kimseler arasina katmakda,
gecen gün bir Yabanci filmden bir parca seyrettim, hirisistiyan bir insan diyor ki "insan iki kere ölürmüş, biri son nefesini alip verince, bir digeride ismini son bilen bu dünyadan göctügünde " diyor, yani işde biz salavat getirip muhammed dedikce, muhammedin nuru sag, ve bizlere şefaat etmeye devam edecekdir, ne zaman insanlar, Allahi ve peygamberleri unuttu, o zaman onlarin faydalari ve şefaatleri ulaşmaz oldu, yol gösteremez oldu demekdir, ve yeryüzü eger işde duman ile kaplanarsa, o matrix filimindeki gibi, işde onlarin faydalari artik insanlra yol göstermez olur .
ve kiyamet almetlerinden olan "DUHAN" yani dumanin cikmasida budur, yani semanin, kafirlerce, veya bizlerin yanliş uygulmalari ile, dumanla ve zararli gazlarla kaplanmasi, ve böylece peygamberlerin nurunun fayda vermez olmasi. tam ahmaklaştirma operasyonu, herkesin uykuda yaşayip, birde kendini uyanikin sanmasi gibi birşey, cünkü sema duman olunca dünya karanlikda kalcak, ve insanlar sadece uykuda yaşayacaklar, cünkü uiykudaki yaşayan insanin lambaya ihtiyaci yok, cünkü onun lambasi kendi icinde var zaten, yani yine diyod ve idiyotlar sistemi yani insani insalikdan cikarinca ahmet Hulusi ve Adnan okrtar gibiler, insan sadece data diye inandirinca, böyle ahmkca bir inaniş insanlari böyle bir felakete sürükleyecek.
Ey Rabbim, Duhan cikdiginda, duhanin şerrinden, müminlerini, onlarin icinde bizi, ve ehlimizi, ve cemaatimizden olanlari sen koru.
---oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 1 Haziran 2016 Cumartesi
Original Kar © glan
Etiketler : islami-Resimler, islami Levhalar ,V220220160440,arapca yazili,duvar süsleri,Kuran-i Kerim,kuran,tesbih,tasavvuf,peygamber,din,Allah,kitap,sünnet,ahirzaman,mehdi,karoglan,hoca,müftü,diynet,mustafa islamaoglu,cübbeli ahmet,naksibendi,menzil,gavs,seyyid,Abdülbaki,seyyid saki,erol,seyyid fevzettin,semrerkand tv,ahiret rehberi,dinimiz islma,enever ören,ihlas,osman ünlü,osman nuri toppas,arif arslan,fetullah gülen,saidi nursi,nurcu,nur talebesi,nur,ziya, muhammed, mustafa,S.A.V,efendimiz,hadisi serif ,Hz.,alehiselam,bismillah,la ilahe illallah,Nihat,hatipoglu,hatiboglu,nihat hatipoglu,nihat hoca,abdurahman önül,ilahiler,ilahi dinle,indir,free downloaden,bedava indir,Dursun Ali Erzincanlı,Dursun Ali, Erzincanlı,Dursun, Ali, Erzincanlı,muhyiddini arabi,vahdeti vücud,nefsi raziye,nefsi mutmainne,mümine,hanim bacim,nefsi mülhime,satiyorum,ariyorum,arkadas ariyorum,aliyorum,satilik,ilanlar,web,hosting,doamin,webmaster,webdizaynir,grafiker,microsoft,mustafa karatas hoca,karatas hoca,mustafa hoca,elmalili,mehmet akif,erbakan,necmettin,milli görüs,fatih erbaka,demet akalin,Hira,HIRA,sevr,kabe,mekke,medine,zemzem,tesbih,kuran,hurma,FUIKIH,namaz,namazduasi,büyü,sihir,sihir nasil yapilir,sihir nasil bozulur,büyücü hoca,yildizname,falci,memis hoca,Caner Taslaman,serat Ahmet tan,hamza,Caner hoca,Muhammed Rasid Erol,Abdülhekim el hüseyni,yarbay mehmet,almanya vekili,yarbay hoca,seyyid mübarek,haznevi,mehdi,ahirzaman,kiyamet,kiyamet alametleri,Basagacli,Sandikli,Afyon,afyonlu,Türkiye,Türkiye bayraklari,bayrak butonlari,flatcast,radyo,radyo temalar,TC,23 Nisan,19 Mayis,Cumhuriyet bayrami,Genclik ve spor bayrami,30 Agustos,10 Kasim,atatürk,mustafa kemal,Türk,Turk,Turkey,kirmizi,yesil,sari,mavi,turuncu,siyah,pembe,mor,beyaz,white,black,green,red,orange,blue,violet,yellow,grau,braun,Mr,Matrix,Hz.Nuh,Hz. ibrahim,Hz, isa,Hz. meryem, Hz. Musa,hiristiyan,müslüman,yahudi,cami,mescid,namz,oruc,hac,zekat,sadaka,nafile,dua,dualar,esmaülhüsna,havas,havas hoca,vefk,arapca,türkce,deutsch,english,button,radyo kur,sayfa,ac,forum kur,domain satin al,forum satin al,ibrahim Tatlises,Orhan Gencebay,Merve Özbey,Niran ünsal,Ferdi Tayfur,Rihanna,Beyonce,mily cyrus,kate linn,biranna,INNA,inna,indila,Gülben Ergen,Aynur Aydin,Okan bayülgen,Zaga,beyaz,beyazit,komik,ilginc,kedi,köpek,irem derici,Hande Yener,Kadir inanir,cüneyt Arkin,baris manco,Kurtlar Vadisi,muhtesem yüzyil,osmanli,pelin cit,özge,zahide,Tarkan,murat boz,acun,hadise,Ebru gündes,
Çekirdeği Yenenler ve Kurandaki Çekirdekli Sureler
(Kar©glanin 16 Mayıs 2016 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يس
كٓـهٰيٰعٓصٓۜ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Yasin
Kâf-Hâ-Yâ-’Ayn-Sâd
Sadakallahul Aziym Yasin 1. Ayet - Meryem suresi 1 .Ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
فَلَمَّا سَمِعَتْ بِمَكْرِهِنَّ أَرْسَلَتْ إِلَيْهِنَّ وَأَعْتَدَتْ لَهُنَّ مُتَّكَأً وَآتَتْ كُلَّ وَاحِدَةٍ مِّنْهُنَّ سِكِّينًا وَقَالَتِ اخْرُجْ عَلَيْهِنَّ فَلَمَّا رَأَيْنَهُ أَكْبَرْنَهُ وَقَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ وَقُلْنَ حَاشَ لِلّهِ مَا هَذَا بَشَرًا إِنْ هَذَا إِلاَّ مَلَكٌ كَرِيمٌ
Fe lemmâ semiat bi mekrihinne erselet ileyhinne ve a’tedet lehunne muttekeen ve âtet kulle vâhidetin minhunne sikkînen ve kâletihruc aleyhinn(aleyhinne), fe lemmâ raeynehû ekbernehu ve katta’ne eydiyehunne ve kulne hâşe lillâhi mâ hâzâ beşerâ(beşeren),in hâzâ illâ melekun kerîm
Meali :
Kadın, bunların dedikodularını işitince haber gönderip onları çağırdı. (Ziyafet düzenleyip) onlar için oturup yaslanacakları yer hazırladı. Her birine birer de bıçak verdi ve Yûsuf’a, “Çık karşılarına” dedi. Kadınlar Yûsuf’u görünce, onu pek büyüttüler ve şaşkınlıkla ellerini kestiler. “Hâşâ! Allah için, bu bir insan değil, ancak şerefli bir melektir” dediler.
Sadakallahul Aziym YÛSUF Suresi 31. ayet
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Miraç gecesinde Yusuf peygamberi gördüm, baktım ki, bütün insanlara verilen güzelliğin yarısı verilmiştir”
( Hadis-i Şerif , İbn Hacer, Fethu’l-Barî, 7/250)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
Gecen Hafta Bedava indirme linkini verdigimiz Zikri Raşidi Evradinin icindeki "Ha mim" elif lam mim" gibi hurufu mukakta ile başlayan surelerin başindaki, o hurufu muakattalri zikir olrak aldik, ve bunlarin manasini bilmeyener ,ve acik bir bilgide olmayinca bunlari niye cekiyoruz diyenler olcakdir ve olmuşdur:
El Cevap:
Rabbim yeryüzüne bazi sebzeler, meyvalar , ve kuru yemişler vermişki, onlarin bizler işde cekirdeklerinide yeriz. yani mesala karpuzu yedigimiz gibi, karpuzun cekirdegide yenilir, yine bazi kayisilarinda cekirdegide yenebilmekde, ve yine ceviz cekirdek kismi yenen bitki, yine badem aycekirdegi gibi cekirdegi yenenler vardir. işde bunlar gösteriyorki, rabbim bir karpuz cekirdeginin icine, binlerca karpuz tarlasini saklamiş, ve konsantre karpuz demek karpuz cekirdegi. ve sen bir adet karpuz cekirdegi yiyince, karpuzdan alman gerekenleri, eger vücut saglikli ise, onun icnden imbikleyip alabilir. ve ihtiyacinin fazlasida vardir onun icinde. işde Kurandada bazi sureler, bu hurufu mukatalar ile başlar, ve onlar işde o surenin, cekirdegi temsili bazindadir. yani bütün sure, o iki üc harfin icine dercolmuşdur, ve gücün eger yasini okuyacak kadar degilse, o zaman konsantre yasin oku, yani başindaki o "Ye" "sin" harflerini "Yasin" diye okuman, o surenin tamamini okuman gibidir. ve sen 3 tane karpuz yiyemezsin amma, üc tane karpuz cekirdegi yiyebilcegin gibi, işde 3 tane tam yasin okumak, acemi birisi için, en az birbucuk iki saat edecegi gibi, amma sadece üc defa yasin demeside, işde üc karpuz cekirdegi yemek gibidir, ayni faidesi görürülür, böyle olunca, rabbimiz bizlere kolaylik vermişdir, ve dedikki zikir evradimizda, bir yere gelince yasininin tamamini veya yasinin birinci sayfasi okuncak, yani onu bilmeyenler, ögrenesiye kadar birkac defa sadece yasin yasin demeleri yeterli, amma gecici süre için, yine diger zikirlerimizde (elif lam mim ,ta ha gibi) böyledir, işde kaf he ye ayn sad demek, bir tane meryem suresi okumaya denkdir.
---oOo---
Allahu Teala Herşeyi ciftler halinde yarattgini buyururken "zevc" kelimesi kullaniyor, ve zevc veya zevce, erkegin tersi (Antisi) veya zevcesi kadin ve biri cikintili iken, digeri onun tersi, girintili, ve yine "aci tatli" "gece gündüz" dedik ve antisi ile birlikte yaratmişki, işde biri aşiri gidince digeri ile onu terbiyet ve tesviye eder rabbimiz . ve şeytan ve cinler insanin tersi gibidir ademoglunun tersi, antisi gibidir. ve insanlarin ilk hocasi şeytandirki, ilk defa cenneten cikinca geri girmenin yolunu ögretendir daha cennette adem havva ile gezerken onlar cenneten kovulmadan cennetin kapisina varan şeytan, kapi bekcisi rdivana (YILAN) derki: beni iceri al, ben adem ve hava il görüşcen der, ve RIDVAN ise buranin kapisi yok acilmaz der. ve o derki ben senin agzindan girer ,kicindan cikar gecerin oraya der. ve böylece cennete gecer, ve havvayi kandirir, ve cennetten kovulan adem ve havva, tekrar cennete dönebilmelerinin ilk yolunu ögretmiş olur, yani cennete dönüş, yani ana rahimine dönebilmek için, yani insan ölüsünü yilan cigan yiyecek, ve onun agzindan girip kicindan topraga karişcakki tekrar gübre element olup, tekrar toprakdan bitebilirse, işde onun insanlari yiyip tekar cennete, insan bedenine, anne rahmine dönmüş olur, halbuki adem bunu bilmezdi, bize ilk hocaligini etmiş oldu böylece, ve hani vardir aşik veyselin dedigi "uzun ince bir yolda, gidiyorum gündüz gece" yani yilandan gecmeyen, o yana gecemiyorki, ölüleri yiyen hayvan, o ve bakteriler yani, öyle olunca vay başimiza topraklar, yani ne azap degilmi öyle kolay degil ve
Ebû Vaiz ez-Zâhid’in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Bana ulaşan bir haberde anlatıldığına göre sırat köprüsünün uzunluğu üçbin senelik yoldur. İlk bin senede insanlar ancak ona tırmanırlar. İkinci bin senede ise üzerindeki düzlükte ilerler. Üçüncü bin senede de aşağı inerler.”
yani öyle kolaylikla cennete dahil olmak yok, yani sirattanda bahsettik ve o toprakdan cikip, yenildikden sonra meni ve tohum olmuş, insan cekirdeginin, anneye dahil olmasi için işde zeker uzatilir dedik, ve böylece anneye dahil olur. ve o yol için diyorki önce tirmanir yani önce toprakdan cikip filizlenmsine kadar bin senelik yol diyor, bin sene gecmesi gerekiyormuş, bazilar için amma, yine ondan sonra bir anne ve babaya gitmesi düzlükde, yeryüzündeki yolculugu, yine o öz maddenin boyuna göre bazilari için bin yil, yine ordanda babadan anneye gecinceye kadarki yol yine bin yil, yani amma bazilri için ise yildirimdam hizli olcak diyor hadislerde, böyle olunca bazi kimselerin yeniden dünyaya gelmesi için 3 bin yillik bir macere yaşamasi gerekiyormuş. böyle olunca ve bu ilmi ilk ögreten hoca yine şeytan. ve adem ile havva daha avret mahallerini görmemişken, günah işletip onlari ciplak birakinca, oralrinda ne var gördüler, ve dünyayada atilinca cinsi münasebeti ögrendiler, yine yani her şerde hayir olabilir. yani ve öyle olunca onunla bizi, bizmlede onu terbiyet eder Rabbim.
---oOo---
ve işde başda yazdgimiz ayette gecen, Hz Yusufun güzelligi dillere destan, kadinlar görünce parmaklarini dogramişlar, ve züleyha Annemiz diyroki, "bakin bakalim ben niye ona böyle tutuldum" demek için onu kadinlara gösteriyor amma, yine ZIDLAR bribiriyle terbiyet olcak bu sayede, ve o zamanin firavunu, yani Rablik taslayanin saltanatini işde Hz Yusuf ile yikarki " senmi tanrisin, ha, ha, ha, bak daha avradina sahip cikamadin " dercesini bir YIKIM. ve yine züleyha öyle bir tabiattaki firavun gibi tanrilik taslayan birini, Yusfu gibi güzeli görünce, ondan (firevundan) kokrkmadan onu boynuzlayacak bir tabiatta, hani bu hakmi dogrumu derseniz, bildigimiz evlilik kuralllarina aykiri, yani züleyha yaptiysa, yarin biri dah yapabilir, yani güzeli veya yakişikliyi bulunca, koca kariyi, kari kocayi boynuzlayan kadinlar eerkekler yokmu? dolu bunlardan dolu binlerce züleyha, binlerce firavun, binlerce yusuf var dünyada, zelihalar var hemde öyleki öyle bir tabiatlari varki züleyha firavununki gibi bir saltanati bir güzele yakişikliya degişiyorsa, yusufdan güzelini bulsa onunlada yusufa boynuz takar yani.
hani bu ne demek yani, öyle cesaret ve tabiati olmasa, ona onu Allah vermiş, onunla böylce firavunun saltanatina tekme vurmuş oluyor Rabbim. Nice efelik taslayanlari " dünyayi ben yarattim" havasina girenleri , rabbim böyle terbiyet eder, yani karisi veya kocasi ile terbiyet olurda bilmezler.
"Züleyha Annem" kusura bakma, ne yapalim cibiliyat meselesi, yazmak zorunda kaldim.
yani Mehdi degil Muhammed olsan durum ayni, yani Muhammede Allah ikinci el dul Hatice verdi dedik, yine Hz Yusuf a firavundan düşme ikinci el araba Züleyha hanim oldu. yani öyle kimse kendini bulunmaz hint kumaşi sanmasin, Tanriligda kalkmasin, ve mehdiyide öyle ayiplamayin, yani bu ezelde böyle takdir olduysa, ne Muhammedlik, nede mehdilik, nede Yusufluk buna care olmaz, yani öyle mehdiyide abarta abarta göklere cikarmayin, herşey hududunca, garerince güzel degilmi.
Rabbim, bu kıssalardan ders, ibret alan müminlerden eylesin, cemaatimizi ve takipcilerimizi.
---oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 16 Mayıs 2016 Pazartesi
Original Kar © glan
Terakki - Cennet veya Cehenneme Dönüşüm
(Kar©glanin 27 Nisan 2016 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِذَا جَاءكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِنَا فَقُلْ سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ أَنَّهُ مَن عَمِلَ مِنكُمْ سُوءًا بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِن بَعْدِهِ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Sadakallahul Aziym EN'AM-54 ayet
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve izâ câekellezîne yu’minûne bi âyâtinâ fe kul selâmun aleykum ketebe rabbukum alâ nefsihir rahmete ennehu men amile minkum sûen bi cehâletin summe tâbe min ba’dihî ve asleha fe ennehu gafûrun rahîm
Meali :
Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman, de ki: “Selâm olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti (merhameti) yazdı. Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
Sadakallahul Aziym EN'AM-54 ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
قُلْ إِنِّي عَلَى بَيِّنَةٍ مِّن رَّبِّي وَكَذَّبْتُم بِهِ مَا عِندِي مَا تَسْتَعْجِلُونَ بِهِ إِنِ الْحُكْمُ إِلاَّ لِلّهِ يَقُصُّ الْحَقَّ وَهُوَ خَيْرُ الْفَاصِلِينَ
Kul innî alâ beyyinetin min rabbî, ve kezzebtum bihî, mâ indî mâ testa’cilûne bihî, inil hukmu illâ lillâh(lillâhi), yakussul hakka ve huve hayrul fâsılîn
Meali :
Ben sizinle, o sizin acele ettiginiz Kiyamet arasindaki ayrac gibiyim. Ki baziniz onu, kisa ve yakin kilmaya calişirken, ben (veya O) ise, onunla (Kiyamet ile) araya fasila koyup, acmaya calişanim. Artik Aramizda ki Hüküm Allahindir.
(Sadakallahul Aziym EN'AM-57 ayet )
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“En şiddetli düşmanın, iki yanın arasındaki nefsindir.”
( Hadis-i Şerif , Beyhakî)
“Şüphesiz ki her şeye cilâ verecek bir âlet vardır, kalbin cilâsı ise zikrullahtır.”
( Hadis-i Şerif , C. Sağir)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
[attachment=38461]
Zikri Raşidi Evradı Pro9.3 Çıktı, Aldinizmi Okudunuzmu
[attachment=38462]
Yolumuzdan gidecek ve zikirilerimizi cekecek olanlarin dikkat edecegi hususlar
1 - ilk 40 gün aksatmamaya calişmak. Eger aksarsada en kisa sürede 40 güne tamam etmek
2 - Bu dualarin yaklaşik tamami, ya ayet, yada hadislerden derlenmişdir. Dualari dua olarak anlamini bilmeden okumayi birakip, dualarin manalarini, internete yazarak veya hafizlardan sorarak, manalarinida bulup ögrenip öyle okumaya devam etmek, cünkü şeytan ve Deccal aleyhillane, size ilerde bu dualari yanliş okutmak için yollar arayacakdir, ve siz manasinida bilirseniz, sizi yaniltamaz, amma sadece arapca ezbercilik yaparsaniz, o zaman "e" yerine "be" dedirtir ve FAYDA YERINE ZARARI OLUR.
3- ilerde siz duada hizlandikca, şeytan ve deccal sizin gözünüze duayi yanliş göstermek için, okurken sizi adim adim takip edecek, ve sizi yakalarsa size duada iyi şeyler isterken bunlari ters cevirip kendinize beddua ettirnmeye calişabilir, buraya gelince dikkat ediniz, ve şeytan ve deccal sizi takibe başladiysa bir ibadette, mesala namazda hanefiyi yapiyorsaniz, onun yaklayacagini hissetginizde, o ibadetin şafisini biliyorsaniz şafiye gecin hemen, onuda yakalacacak olursa, maliki ve hanbeliye atlayin hemen, yani eger duanizi arapca okuyor manasinida kendi dilinizde biliyorsaniz, birde yabanci diliniz var ise, o zaman mansini bilirseniz tam sizi yakalayacagi sirada, mesala almancaya ve ingilizceye gecin, atlayin. almanca manasini dua edin, o zaman yakalayip yaniltamaz, yani sekte yapin, birinden birine sekin ve sekte koyunki sizi takib edemesin.sonra tekrar arapcaya dönersiniz izinizi kaybettirince.
4- Artiik Zikirleri ezberleyince, bazen zikrederken, diliniz zikrederken, akliniza başka şeyler gelecekdir, ve siz onlari düşünürken dil otamatik pilota gecip zikre devam etcekdir. ancak akliniz başinize gelipde zikrinizi hatirlayinca otamatik pilottaki dilin zikrettigi yer, sizin biraktigniz yer olmayabilir, o ileri veya geri kalmiş olabilir, siz burada, aynen bazi televizlyonlarin cok kanalli bir satalit receiverini acinca, sen mesala TRT1 e bakacan amma, acinca TV yi o dünkü kaldigi yerde kalmiş olabilir, ve o yüzden, sen acinca aynen yeniden TRT1 sececegin gibi, Zikirde de uyaniklik hali gelipde kumanda size gecince, hatirladiginiz kadari ile, en son kaldiginiz yerden devam edin, otamatik pilotunkinden degil yani .
5- Cektiginiz zikirlerde bazen şeytan unutturur, veya yerimizi kaybettirir ve ikimi cektim ücmü cektim durumuna düşeriz, aynen namazda iki mi kildim ücmü gibi, bu durumda evla olan, kalbimiz kac cekdim diyorsa onda karar kilip gerisini tamam etmekdir. nitekim namazda kural, böyle bir vehme düşünce yapilmasi gereken, kalbin kacda mutmain ise o kadari kildim sayip, kalani tamamladikdan sonra, iki defa secde edip selam vemek yani sehiv secdesi yapmak yeterli dedi muhammed. bizde duamiza alfabe duasi koyduk ki onunla zaten hatalarimiz ve eksiklerimiz tamamlanmiş olcak. yani duamizin sehiv secdeside işde o alfabe duamizdir, zaten zikirin (Evradin) icinde mevcuttur.
---oOo---
Vaaza dönersek gecen hafta sibgatullah demek Biyolojideki DNA demekdir demişdik. ve ayrica
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn.
Ey iman edip Allah’a yaklaşmayı dileyenler, doğrularla iyilerle beraber olun.
TEVBE Suresi 119. ayet
ve Allah müminlerine ve dostlarina iyilerle berabar olmamizi emretmiş, yoksa bizlerin hasta olacagini, amma bu hastalik manevi olur ammada maddi olur demişdik. Ve
Allah’ın sevmediği davranışlarin sevmedigi kimselerde oldugunu, onlardan uzak durmak gerektigini yazdik, bununda bizim maddi ve manevi sihhatimiz için oldugunu yazdik söyledik. ve böyle olunca Yeni versionumnuzda Ebubekr olarak dogabilmek için, ve onun tabiatinda cibilliyatinda dogabilmek için, sadikjarla beraber olmak gerekmektde, ve sözünün eri sadik sözüne sadik kimselerr olmak gerekmekdedir, böyle olunca dogacak cocuga konacak olan Ebubekir ismi öyle yalancikdan degil bizatihi Ebu bekir gibi cocuklar dogabilir, yine adaletli ve adil kimselerle dostlukda, onlarain ahlakiyla ahlaklanirda adaletli davaranabilirsek, o zaman yeni veersionumuzda Ömer olarak dogariz, yahutta buna zit olanlar, Hz. ömere münafiklik edenler gibi dogar, yahut ibrahim ibrahim ise, onun antisi gibi davrananlarda, nemrut olarak dogarlar, musa olcak cocugunda illaki bir firavunu olur, yani onun antisi olarak dogan firavun cibilliyatli cocuk.
DNA spiralinde 3 sarmal vardir, birincisi anne taafrindan gecmişimiz, 2. si baba tarafindan gecmişimiz, ve 3. de ceddimiz yani, hangi peygamber soyundaniz, onu belli eder, ve hepsinden karekteristik özelikler alir cocuk ,bu DNA sayesinde, o yüzden mesela memeli hayvanlar bellidir, ve onlarin cibilliyatini taşiyan kadin ve erkeklerde, gögüs kisimi iri olur, ve memesiz hayvan olanlarda ise gögüsler kücükdür, memesiz olurlar, onlarin cibillyatini taşiyan insanlar, yine zehirliler bellidir, zararli kimseler,zarari neticesinde hangi zarari oluşturuyor ise, o hayvanin cibiliyatini taşiyor demekdir.
ve işde eger, ebu bekr gibi cocuk olmak isterken, dogrular yerine, kazibin ile yalancilarla beraber olunursa, işde o zaman Ebubekrin antisi olacak olan cocuklar dogar, yani allah herkesi düşmani ile yaratirki biri ile digerini tesviye eder işde.
Zikir Evradimizdaki istiaze duasinin gayeside budur zaten. kendimizi ve askerlerimizi bu kötü sifatli kimselerden uzak tutmakdir manasi, ve sütü süt olarak muhafaza edemeyen, peynir yaparda muhafaza eder, peynir olarak muhafaza edemeyen yogurt yapar, ve maya olarak muhafaza eder, onuda yapamayan kesik ve norcuk olarak cökelek olarak muhafaza eder, onuda yapamayan kurtlu kurtlu yer, bu temsili misaldir. insan insan olarak kalamiyorsa, kendi dogdugu sifatini koruyamaz ise bir alt seviyeye iner, onu muhafaza etmeye calişir, onuda edemez ise, yine bir derece daha aşagi iner, ve onu muhafaza etmeye calişir, iyilerden en altta levvame nefis vardir, en azindan levvame nefsi korur onuda koruyamaz ise ateşe girmeye razi olur, ve kötü veya zehirli yahut vahşi bir yaratik olmaya razi geldi demekdir, ve cehhenem ehli oldugu ve olacagi aşikaredir, ve cennette akrep olmaz, cennette timsah olmaz, cennet ulvi ve temiz salih kullarin yurdudur, gercek mümin zarari dokunmadigi gibi birde derecesi yüksek olanlar faydalidir, en azindan Hz üzeyrin eşegi gibi sirtina binilir, yükünü taşir, seni taşir, bir üst "at cibilliyati" yine daha süratli gider, seni ve yükünü varacagin yere ulaştirir, daha faydalisi mesela "ari" kendisi yenmez amma, yaptigi bal temizdir yenir, şifa olur, daha iyisi inek koyun gibi, hem etinden, hem sütünden, hem derisinden fayda görülür ve bunun misalide hem yaşarken faydalidir, hemde öldülkden sonrda faydli olan alimler gibi kimselerin cibilliyatlari olan hayvani nefisler. Amma bir timsah deresine gölüne geleni hart diye yutar, faydasi yok birde zarari var.
işde iyilerle beraber olarak iyilerin ahlaki ile ahlaklanan elbet terakki eder, onlarla beraber olur onlarin gidecegi yere gider , onlarla iyilerle beraber olup dostluk etmeyen daglarda kurtlarla tilkilerle dostluga başlar, ve en kötü yaratiklara kadar düşer, ve en son kötü bir mikrop olur cikar. ve en aşagi nefislerin başi emmare nefisli kimseler olurlar ve onun aşagisi "emmare bissüi" kötülükden zevk alan nefis, cehennem ehli yaratiklar, artik cehhenneme dönmüş olanlar gecen haftlardaki ayet, yani cehennemin parcasi olmuş olan yaratiklar. Temsili misal mümin birisini köpek isirdi, işde senin bir günahina cehennem oldu yakdi, yani isirdi seni, daha ne cehennemi ariyon sen, ve bir başkasi ateş oldu ve bir mümini yakdi, işde bir günahin yüzünden o ateşin parcasi olmuş bir insanin cibilliyati seni yakdi, sana zarar verdi demekdir.
Dinde terakki vardir ve nefis katman katman ya yükselir ulvi ruh derecesine cikar, yada sufli kötü ruh derecesine iner, kimde hata ettikden sonra kendini düzeltirse, rabbinin rahmeti onu yakalar ve terakki eder, bu terakki ya iyilere dogrudur, yada kötülere dogrudur, ya yukari, yada aşagi dogru olur bu baştaki ayette şöyle gecer:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِذَا جَاءكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِنَا فَقُلْ سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ أَنَّهُ مَن عَمِلَ مِنكُمْ سُوءًا بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِن بَعْدِهِ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Sadakallahul Aziym EN'AM-54 ayet
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve izâ câekellezîne yu’minûne bi âyâtinâ fe kul selâmun aleykum ketebe rabbukum alâ nefsihir rahmete ennehu men amile minkum sûen bi cehâletin summe tâbe min ba’dihî ve asleha fe ennehu gafûrun rahîm
Meali :
Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman, de ki: “Selâm olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti (merhameti) yazdı. Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
Sadakallahul Aziym EN'AM-54 ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
فَسَلَامٌ لَّكَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ
وَأَمَّا إِن كَانَ مِنَ الْمُكَذِّبِينَ الضَّالِّينَ فَنُزُلٌ مِّنْ حَمِيمٍ
وَتَصْلِيَةُ جَحِيمٍ
إِنَّ هَذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَقِينِ
Fe selâmun leke min ashâbil yemîn.Ve emmâ in kâne minel mukezzibîned dâllîn. Fe nuzulun min hamîm. veya Ha ve mim . Ve tasliyetu cahîm.
İnne hâzâ le huve hakkul yakîn
Ey sağdaki!( ey iyler zümresi) Sana selam olsun!
(Dallin veya sol ve kötüler) Ama yalanlayıcı sapıklardan ise,
Ve onlar için alevli ateşe atılma vardır. su gibi kaynamak vardir.
veya asli vatani ateş olmak vardir, yani ateşden bir parca olmak vardir.(yani Cehenneme dönüşmek vardir.)
ve bunlar muhakkakki taddirilarak, hakkal yakin bilinir ve ögretilir.
VÂKIA Suresi 91. 92. 93. 94. 95. ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً فَادْخُلِي فِي عِبَادِي وَادْخُلِي جَنَّتِي
Yâ eyyetuhân nefsul mutmainneh, İrciî ilâ rabbiki râdzıyeten mardzıyyeh, Fedhulî fî ibâdî, Vedhulî cennetî.
Meali :
Ey mutmain olan nefs!“Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön! gir kullarimin içine , gir cennetime (Cennete dönüş, Cennetin parçası ol)
FECR Suresi 27. 28. 29. ve 30. ayetleri
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
رَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ رَبَّنَا إِنَّكَ جَامِعُ النَّاسِ لِيَوْمٍ لاَّ رَيْبَ فِيهِ إِنَّ اللّهَ لاَ يُخْلِفُ الْمِيعَادَ
Rabbenâ lâ tuziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledunke rahmeh(rahmeten), inneke entel vehhâb. Rabbenâ inneke câmiun nâsi li yevmin lâ raybe fîh(fîhî), innallâhe lâ yuhliful mîâd.
Meali :
(Onlar şöyle yakarırlar): “Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.”
“Rabbimiz! Şüphesiz sen, hakkında şüphe olmayan bir günde insanları toplayacaksın. Şüphesiz Allah va’dinden dönmez.”
ALİ İMRAN Suresi 8. ve 9. ayet
---oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 27 Nisan 2016 Çarşamba
Original Kar © glan
RAŞiT TUNCA
BAŞAĞAÇLI RAŞiT TUNCA


FORUMUMUZDA
Dini Bilgiler...
Kültürel Bilgiler...
PNG&JPG&GiF Resimler...
Biyografiler...
Tasavvufi Vaaz Sohbetler...
Peygamberler Tarihi...
Siyeri Nebi
PSP&PSD Grafik
ALLAH
BAYRAK

Radyo Karoglan
Foruma Misafir Olarak Gir
Forumda Neler Var


GALATASARAY
FENERBAHÇE
BEŞiKTAŞ
TRABZONSPOR
MiLLi TAKIM
ETKiNLiKLERiMiZ